3 Ekim 2012 Çarşamba

Şehir Ve Şehir (China Mieville)

Bir polisiye roman yazarken kurbanı, katili, mekanı ve olayı sıra dışı bir hale getirmek zordur. Zira yapılmamış olanı bulmak ve bunu belirli bir mantık içinde, akla uygun (ama bir o kadar da akıl için yeni biçimde, alışılmışın ötesinde) bir halde sunmak için yazarın da sıradanlıktan uzak olması gerekir. Bu yüzden China Mieville’in Şehir Ve Şehir romanı, sıra dışı bir yazara sahip olduğu için polisiyede sahip olduğu tek kişilik tahtına kurulmuş halde. İki şehri iç içe geçirip, iki şehrin de birbirinin farkında olmasına yasak koymak akla gelemeyecek kadar dahice geldi bana okurken. “İhlal”i o kadar gerçekçi anlatıyor ki, ki buna günlük hayattaki siyaset bilgisinin bile yetebileceği bir olağan yön ekleyerek, siz de Bezsel ve Ul Quoma’ya alışıyorsunuz, anlıyorsunuz. Çapraz hatlarla bölünmüş iki şehir; ve her şehrin insanları diğer tarafı görmemek, duymamak, kısaca algılamamak zorunda. Yoksa, işte o zaman “ihlal” devreye girer. Okurken baş karakter olan Tyador Borlu’nun gözleriyle görmeye ve görmemeye başladığınızda içinize, kitabın etrafınızda ördüğü dünyanın içerisine tamamen girmiş oluyorsunuz. Artık satırları takip ettiğiniz her an siz de ihlalden korkuyorsunuz; Borlu adına korkuyorsunuz. Kesinlikle 2012 içinde alınıp okunabilecek en benzersiz kitaplardan biri. Böyle bir polisiye hayatım boyunca okumadım, okuyacağımı da sanmıyorum. Ama China Mieville’den bundan sonra ne bekleyebiliriz, işte onu da hayal edebileceğimi sanmıyorum. Yalnız onun hayal gücünde bizi bekleyen ne süprizler vardır, bir o bilir.