ZOR
GÜNLER, KABULLENMESİ ZOR GERÇEKLER
Zor günler yaşadık tarihimiz boyunca,
yaşıyoruz. Temennimiz her zaman zorlukların aşılması, idealimizdeki yaşama,
refaha kavuşmamız.
Geriliyoruz, inanamıyoruz. Sorguladıkça
sinirleniyoruz, kafamız ya daha çok karışıyor ya da daha çok berraklaşıyor.
Zihnimiz sürekli meşgul, korkularımız, çekincelerimiz var. Gelecekten korkar
hale geliyoruz; medyanın sunduğu yapmacık gerçeklik içinde asıl doğruyu
arıyoruz. Kimimiz haberleri izlemeye tahammül edemiyoruz; her bir haber kimini
sinir krizine sokuyor, kiminin tansiyonunu yükseltiyor. Duvarlara kumandalar
fırlatılabiliyor; televizyonu aşağı atacak kadar hala zengin bir ülke değiliz
çünkü. Kapitalizmin eşyaya insandan daha çok bağlanılmasını aşılayan düzeni
içinde eşyaları harcamamız insanları harcamamızdan daha zor çok şükür(!).
Son yıllarda ülke gündemimiz hemen her gün
gittikçe daha ağır bir hal alıyor. Duyduklarımıza, yaşadıklarımıza inanamayarak
günlerimizi geçiriyoruz. Her gün yeni bir konu karşımıza çıkıyor; bu sefer daha
kötüsü olamaz, diyoruz. Ertesi gün bin beterini duyuyoruz.
Davalar davaları takip ediyor, günler
geçiyor, kararlar veriliyor...
CEM
OKYAY'IN KURGUSUYLA 2023'TE TÜRKİYE
Kapı'da, 2023 Türkiye'sine doğru gidiyoruz
yavaştan. 2022'de geçiyor olayların çoğu. Geri dönüşlerle, farklı bölümlerde
2022'ye nasıl gelindiğine dair kesitler yer alıyor. Balta Davası'ndan içeride
olan, afla dışarı çıkan ve karşılaştıkları yeni Türkiye'ye ya da daha doğru
ifade etmek gerekirse yeni Federal Devlet'e alışmaya çalışan askerlerin
hikayelerine tanık oluyoruz. TAMAMI KURGU olan Kapı'da, uydurma delillerle,
çelişkili ifadelerle özgürlükleri, en azından fiziksel özgürlükleri kısıtlanan
askerlerin dramını, hayatlarında değişen gerçeklikleri okuyoruz. Bir arkadaş
grubu içerisinde, farklı bölümlerde her bir karaktere odaklanan kitapta,
geçmişin adaletsizliğini gören, gelecekten adil bir yargılama isteyen
askerlerin bir olarak giriştiği mücadeleyi ve zorlu yolcuğu okuyoruz.
Hikayenin içinde her bir karakterin kendi
dramı var; kendi mutluluğu ve kayıpları, kendi sorunları ve hayalleri var. Cem
Okyay yalnızca adalet yolculuğuna değil, karakterleri "kendileri"
yapan detaylara da değiniyor; bu da her birini daha yakın hissetmenizi
sağlıyor, okuyucu ile arasında kurulan bağı pekiştiriyor.
2022 Türkiye'sini size biraz anlatmak
isterim: Sinsice devletin her organını ele geçiren güç, istediğini almıştır.
Ülke, bildiğimiz ülkemiz değildir artık. Kadınlar ve erkekler ayrı ayrı toplu
taşıma araçlarına biniyor. Sarıklı, cübbeli adamlar İstanbul'un her yerinde. Bu
arada, İstanbul artık Başkent. Tekke ve zaviyeler yeniden açılmış. Din temelli,
parçalanmış bir Türkiye var karşımızda. (Bu parçalanma aslında ülkemizle sınırlı
değil, Ortadoğu'da değişen sınırların olduğu da Kapı'nın kurgusu içinde yer
alıyor). Şehrin merkezi noktaları az çok değişmiş; her yeri kaplayan
gökdelenler, yalnızlaşan ve mutsuzlaşan insanlar...
TAMAMI KURGU OLAN, Cem Okyay'ın mükemmel
anlatımı ile kendisine hayran bırakan Kapı romanını herkese, şiddetle tavsiye
ediyorum. Olabilecek en kötü durumunu ve bir yanda da olabilecek en güzel
durumu göstermesi açısından sert bir anlatımı olduğu söylenebilir ancak böyle
kurguların insanları sorgulamaya, anlamaya ve öğrenmeye daha çok teşvik ettiği
fikrindeyim.