Bu yıl okumayı planladığım çoğu şey, yılın kendisi sebebiyle okunamadı. The Woman In Cabin 10 de merak ettiğim halde aylardır öylece bekliyordu geri kalan onlarcası gibi; biraz onun biraz da benim şansıma sonunda okuyabildim.
The Woman In Cabin 10 "merak edeyim, çözmeye çalışayım, sıkmasın, bunaltmasın yeter"den ibaret beklentilerimi karşılayan, böyle basit basit yazdığıma bakmayın güzel de kurgusu olan, gizemli bir macera, kısmen de hafif gerilim romanı diyebileceğim bir roman.
Kuzey ışıklarını görmek için yapılan, on kabinden ibaret olan bir cruise romanın neredeyse tamamının geçtiği yer. Lo Blacklock, aynı zamanda hikayenin anlatıcısı da olan başkarakter, biraz da şansının yüzüne gülmesiyle çalıştığı dergi için gezi yazısı yazmak üzere bu yolculuğa katılıyor ve,on numaralı kabindeki kadınla karşılaştığı andan itibaren işler çığrından çıkıyor.
Romandaki diğer karakterler üzerinde çok durmuyor mesela, çok gereksiz bir paragraf yazacağım şimdi cidden yazmasam da olur. Büyük bir kısmı tek mekanda ve hareket kabiliyeti sınırlı kişiyle geçen bir romanda, denizin ortasında geçen bir roman okurken karakterler üzerinde daha fazla durulacaktır diye umdum nedense. Cidden nedense ve ne alaka. Ruth Ware böyle bir şey yapmamış. İhtiyacı olan karakterleri seçip çıkarmış, karmaşa ya da gereksiz detay eklenmemiş seyahat edenlere dair. Öte yandan bir süre sonra neredeyse diğerleri yok oluyor; okurken hissedersiniz. Bunu bilinçli mi yaptı bilmiyorum ama soyutlanmasını, yalnızlığını vermiş bu durum bir taraftan da. Ama diğer yandan da karakterler sadece işine yaradığı an var, sonrasında yoklar. Tam olarak böyle. Fakat kurguda kalabalık var mı - hayır. Sadece bir göz atıp çıkıyoruz. Sonrasında Lo ile beraberiz.
Gereksiz paragrafım bitti. Diğer kısa gereksiz notuma geçeyim: Bir gizemin sayfa sayfa çözülmeye çalışıldığı her romanda olduğu gibi bi romanda da kendim ve yazar arasında geçen bir yarışa girerek "ben de bulacam" havasına girdim. Okura bu imkanı da vermiş Ruth Ware, yani sonunda çok büyük bir şaşkınlık yaşayıp yaşamamak size kalmış. Zaman geçmiyor diye yakınıyorsanız ve merakla okuyacağınız, okurken de "acaba acaba acaba acaba"larla kafanız dolsun istiyorsanız, The Woman In Cabin 10 bunu karşılayacak güzel bir roman.