ŞEYTANIN ETKİSİ NASIL OLUŞUYOR?
Topluma kazandırma amacıyla
rehabilitasyon işlevi olduğu atfedilen hapishanelerdeki tutukluların ve
gardiyanların psikolojisini gözlemlemek amacıyla 1971 yılında sosyal psikolog
Philip Zimbardo önderliğinde yapılan, bir hapishane simülasyonu olan Standford
Hapishane Deneyi aradan geçen zamandan bağımsız biçimde hala akademik ya da
akademi dışı biçimde sıkça konuşulan, filmlere konu olan bir deney.
Say Yayınları'nın Psikoloji
Dizisi kapsamında Canan Coşkan'ın çevirisiyle kısa zaman önce okurlarla buluşan
Şeytan Etkisi (The Lucifer Effect), deneyin mimarı Philip Zimbardo'nun
kaleminden çıkan, yazarın deney öncesinden sonrasına dek gözlemlerini içeren,
deneyin günlük gidişatının kayıtlarının deneye katılanların ve gözlemcilerin
ifadeleri ile aktaran uzun bir bölüm içeren, bunun haricinde son yıllarda Ebu
Gureyb'deki durumu gözler önüne seren bölümler gibi bir çok yönden insan ve
insan psikolojisinin ne hale, nasıl getirildiğini/geldiğini anlatan bir kitap.
Tamamen gönüllü, birbirini tanımayan
öğrencilerin katılımı ile gardiyan ve tutuklu olarak bölünen deney grubunun,
oluşturulan hapishane ortamında iki hafta sürmesi planlanan deneyin başlaması
ile beraber geçirdiği inanılmaz psikolojik evrim, Zimbardo'nun ve deneyin diğer
gözlemcilerinin bile beklemediği tepkilerin ve değişimlerin yaşanmasına sebep
oluyor.
Deneklerin kendilerine verilen rollere adapte olmalarının da ötesinde
bir durumun zamanla daha da oluşmaya başladığı Standford Hapishane Deneyi'nde otoriteye sahip olan ve
idareci konumunda yer alan gardiyan rolündeki deneklerle ve pasifleşmeyle gelen
kabul edilmiş çaresizliğin içine neredeyse her saat daha da fazla hapsolan
tutuklu rolündeki deneklerle deney, Zimbardo ve ekibi için de beklenmedik
durumlar ve sonuçları ortaya çıkarıyor.
Beklentilerin ve öngörülerin deney
süreci içinde ulaştığı beklenmedik noktalara örnek olarak ise katılımcıların
kendilerine verilen roller karşısındaki hızlı uyumu ile beraber gelen, psikoza
varabilecek kadar güçlü travmatik sonuçlar ve otoriteyi ele geçiren deneklerin
rollerine sağladıkları hızlı uyumla beraber ortaya çıkan zorbalık denilebilir.
Tutuklu olan grup üzerinde
deneyin ve gardiyan rolündeki grubun yarattığı travmatik ve yıkıcı etkinin
ruhsal boyutta hasar yaratmaya başlaması, isyankar ya da yıkıcı davranışların
oluşması, zorbalığa meyil ve özellikle gardiyan olan grup içinde gittikçe artan
otorite kaygısına dayalı psikolojik şiddet uygulama eğilimi, Zimbardo'nun
gözleminden ve kaleminden okurken dahi rahatsız edebilecek seviyeye ulaşıyor.
İnsan psikolojisini anlamak için
yakın tarihte adı hiçbir dönem eskimeyen bir deneyin ağırlıklı anlatıldığı
Şeytan Etkisi, bir yandan da yakın zamanda tanık olunan ve çoğu insan için bunu
sadece bilmenin bile rahatsızlık yaratabileceği insanlık dışı uygulamalara da
yer veriyor.
Orta Çağ'ın "cadı" diye
yaftaladığı kadınları katletmesinden, Ruanda'da yaşanan akıl almaz katliamlara
kadar bir çok "kötülüğü" aktarıyor Zimbardo. Özellikle kitlesel kıyım
ve yıkımlarda kitlenin yönlendirilmesi konusunda yönlendirenin söylemini
yaratmasındaki öneme vurgu yapıyor. Ruanda'da komşunu komşusuna katlettiren
güdülenmenin hangi psikolojik noktalara temas ederek oluşturulduğu örneğinde olduğu
gibi, küçük ya da büyük çaptaki tüm şiddet eylemlerinde insanı güdüleyenin
neler olduğunu, neler olabileceğini ve bu ihtimallerin nasıl amaçlarla
kullanılabileceğini/istismar edilebileceğini anlatıyor.
Kötülüğün simgeleşmiş isimler
üzerinden, bireyin güvenli ve konforlu yaşam alanından uzakta ve ona asla
yaklaşmayacak noktada bir tasvir olarak bireye tanımlı kılınmasına da aslında
bir eleştiri getiriyor. Zira Ruanda'da komşusunu katleden insandan tutun da
Standford Hapishanesi Deneyi'nde gardiyan rolüyle hakaret boyutuna varan bir
tarzda, kötülüğün gittikçe arttığı dozlarda aslında tıpkı kendisi gibi sadece
bir katılımcı olan tutuklu rolündeki yaşıtlarına psikolojik baskı uygulayarak
şiddetten zevk alan öğrencinin de aslında bir zamanlar "kötü olmayan"lar
arasında olduğunu söylüyor. Uygun zemin ve güdülenmeyi tetikleyecek bir
kıvılcım bulduğunda bahsettiği şeytanın etkisinin nasıl ortaya çıkabileceğine
değiniyor.
Sadece bir sosyal psikoloji
çalışması değil, günlük hayatın her yerinde hemen her şekilde karşımıza çıkan
şiddetin birey ve kitle üzerindeki etkisi hakkında okunabilecek bir kitap. New
York Times'ın çok satanlar listesinde de yer alan Şeytan Etkisi, insanı anlamak
için, şiddetin boyutlarının ve şiddete yönelimin keşfedilebilmesi açısından da önemli
bir kaynak.
Not: Bu yazı daha önce Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Not: Bu yazı daha önce Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder