Kareler ve Sayfalar soğuk diyar polisiyesi (özel) turu, İsveç'te yine. Benden başka kimse de yok ama olsun, Bellis Bellarum Coldwine Lanskrim Malmö.
İsveçli yazar Åke Edwardson'un Dedektif Winter serisi 12 kitaptan oluşuyor, ilk kitabı da Death Angels. Kitap, Türkçe'ye Pegasus Yayınları'ndan Ölüm Melekleri ismi ile çevrilmiş. Bu yazar da ilk kez okuduğum bir yazardı, bir sonraki kitabı Türkçe'ye çevrilmemiş bir seriden seçeyim bu arada. Soğuk diyar polisiyesi özel turuna Rusya'dan bir kitap ekleyeyim hatta.
İsveç polisiyesi, soğuk diyar polisiyesi çıtası bilmem hatırlatmaya gerek var mı, Henning Mankell ve Wallander serisi ile zirvede olduğu için, artık hiçbir yazarı ve eseri o seviye ile kıyaslamamaya özen göstererek okumaya çalışıyorum ama olmuyor. Benim ilgimi oraya çeken zaten bu isim ve bu seriydi. Elimden geldiğince yapmayım yine de.
Kitap kapağına dikkatli bakın, kimi göreceksiniz bu arada^_^
Dedektif Winter jilet gibi bir insan gördüğümüz kadarıyla, şık, pahalı zevkleri olan, üst gelir grubundan bir ailenin mensubu. Caz dinliyor. Wallander caz dinlemezdi, Wallander da benim gibi Maria Callas'ı çok severdi. Ben de caz sevmem.
Artık eserleri Wallander ile kıyaslamayı geçtim Wallander&bana göre kıyaslıyorum gördüğünüz gibi. En objektif yorumların adresi değilim çünkü.
Death Angels'ta Londra ve Göteborg'da işlenen cinayetler var; bu cinayetler hem Londra'yı hem de Göteborg'u, yani Winter ve ekibini aynı katilin peşine düşürüyor. Bunun sebebi de cinayetlerin aynı katilin işi olduğunu düşünmeleri. İsveçli gençler Londra'da aynı biçimde, benzer mekanlarda, İngiliz gençler ise Göteborg'da benzer biçimde, benzer mekanlarda öldürülüyor. İşkence, ölümün gerçekleşmesi uzun sürmüş gibi duran bu cinayetlerin aynı zamanda kamera ile kaydedildiği, bir çeşit ritüelin de cinayetlere dahil edildiğine dair şüpheler ortaya çıkınca Winter ve ekibi şehirdeki yeni sadistik alt kültürü keşfetmeye, bir yandan da katili bulmaya çalışıyor. İpin ucu bir şekilde fuhuş, pornografi "pazarı"ndaki yeni sapkınlıklar, yeni ürünlerden mi geçiyor, yoksa başka bir şey mi, bunun cevabını arıyor, bir yandan da İsveç - İngiltere arasında telefon trafiği ya da uçuş trafiği ile mekik dokuyorlar.
Okuru sıkmadan kendisini okutan, çok da akıcı, sürekli hareket halinde oluşu ile insanı aslında yormayan da bir roman. Bir süre sonra okurun katili tahmin etmesi için mi bilmem, ipuçları önünüze çıkmaya başlıyor. Sonlara çok yaklaşmadan kafanızda katilin kim olduğu belirlemeye başlıyor. Ancak, neden sorusuna cevap vermeniz finali bulabilir.
Yazar, karakterleri okura uzak tutmuyor, karşılaştığınız hemen her karakterin canlı olduğunu hissedebiliyorsunuz. Bunu böyle ifade ediyorum sürekli.
Muhteşem bir soğuk diyar polisiyesi mi, bence değil. Güzel bir polisiye eseri mi, evet. Kurgusu aklımı aldı mı, hayır. Çarpıcı, unutulmaz bir yanı var mıydı, hayır. Ama başta dediğim gibi, çıtanın seviyesi çok yüksek. Ayrıca soğuk diyardan okuduğum her polisiyenin o "soğuk diyar polisiyesi" ruhuna ne kadar sahip olduğunu da ancak okuyunca görebiliyorum. Bunlar kişisel değerlendirmeler.
Death Angels İsveç'ten başarılı bir polisiye roman diyebilirim.
1 yorum:
Buna da bakılacak. Selamlar. Sungur Bey
Yorum Gönder