17 Eylül 2023 Pazar

Alice Feeney "Rock Paper Scissors"

Kareler ve Sayfalar psikolojik gerilimin çok satanları ve çok hızlı okunanları pek de özel olmayan turu devam ediyor.

Daha önce iki kitabına yer vermiştim Alice Feeney'nin; blog'da bu gidişle birkaç kitabını daha görmeniz mümkün olacak. Siz diye hitap ettim ama, aslında karşımda kimse yok. Biliyorsunuz (boşluğa diyor) bu blog'u kimse artık okumuyor.

Rock Paper Scissors okuduklarım içinde en sevdiğim Alice Feeney romanı oldu. Muhteşem, eşsiz bir roman değil. Hatta yazarın çok güvenli bir alanda hareket ederek daima aynı düzende romanlar yazarak kendini riske atmadığının farkındayım. Bu bir olumlu ya da olumsuz nokta mı, ona karar verecek kadar üzerinde kafa yoracağım okumalar olmadığı için, okuyanlara bırakıyorum bu kararı. 

Adam ve Amelia, evliliklerindeki çatlağı toparlamak için Amelia'nın iş yerindeki bir çekilişte kazandığı hediyeye doğru yanlarına köpeklerini de alarak yola çıkar. Bu hediye, İskoçya'nın ücra bir köşesinde, ıssız bir yerdeki bir oteldir. Hafta sonunu geçirmek üzere Amelia'nın ısrarıyla çıkıldığı belli olan yolculuk, romanında başında başladığı gibi bizi ikilinin evliliklerindeki çatlakla karşılaştırıyor. Yolun kendisi bile, karı koca için hayli çekilmez ve üzerinde anlaşılmaz bir yolculuğun parçası olduğu için, gerilimle başlıyoruz.

Gittikleri yer, kiliseden bozma bir oteldir. Ancak otelde onları kimse karşılamaz. Otelin kendilerini beklediği açıktır; yiyecekler, içecekler, odaları hazırdır. İkiliye hitap eden bir mektup, keyiflerine bakmalarını söyler.

Tek mekanda, iki günde geçen bir roman. Alice Feeney'nin mekansal güvenlik kaygılarından sanırım, karakterler çoğalıp mekan çeşitlendikçe romanı toparlayamamaktan korkmak. Yani sadece kendi fikrim, zira kurgu yazarken ben de aynı sorunu yaşıyorum.

Bu sırada, kar fırtınası etrafı da kaplamışken, aslında pek de yalnız olmadıklarını ama ıssız bucaksız bir yerde kimin olduğunu da anlamadıkları bir "biri var galiba" ihtimaliyle karşılaşırlar.

Anlatıcılarımız, Adam, Amelia ve Robin. Robin, bilinmez bir köşede inzivaya çekilmiş, tavşanıyla sade, çok sade, pes etmişçesine yaşayan bir karakter olarak gizemli biçimde karşımıza çıkıyor. Romandaki gizem ve gerilim kaynağı ise yalnızca Robin değil. Adam ve Amelia, anlatıcı oldukları bölümlerde birbirlerine karşı tahammülsüzlüklerini ve geçmişlerinden beri taşıdıkları yükleriyle karşımıza çıkıyor. Bu yükler, neden yolun bu ücrada bittiğine de zamanla artan işaretler barındırıyor. Aynı şekilde Robin'in de neden yaşamdan uzaklaşıp bir kulübede inzivaya çekildiğini zamanla öğreniyoruz.

Bu sırada, anlatıcılarımız haricinde roman, Adam'a eşinin evliliklerinin her yıl dönümünde yazdığı mektupları da içeriyor. İkili arasındaki ilişkinin on yıl içinde nasıl bir evrim geçirdiği bu mektuplarda saklı. Mektupların kendisi de saklı zira Adam bu mektupları aslında hiç görmüyor. Hiçbirini ona vermek için yazmıyor. Çiftin evlilik yıl dönümleri için kararlaştırdıkları materyallerde ya da olgularda hediyeleşmek gibi bir ritüeli de var; taş, kağıt, makas da hem bunlara dahil, hem de romanda çözümsüzlüğün çıkışı olarak karşımıza çıkan bir sembol.

Bir de Adam'la ilgili ilginç bir detay var; yine bu ücrada kazanılan tatilin tesadüf mü bir plan mı olduğuyla bir yerlerde temas ediyor, ikilinin tüm ilişkisinde öne çıkıyor, Adam'ın travmatik çocukluğundan beri hayatındaki en baskın özellik oluyor. Bu özellik, Adam'ın insan yüzlerini tam olarak algılayamadığı/göremediği bir hastalığa sahip olması. 

Roman çok hızlı okunuyor, kısıtlı mekanda geçen ancak çok hızlı akan psikolojik gerilim romanlarını seven es geçmesin.

Hiç yorum yok: