2 Mayıs 2015 Cumartesi

Karl Marx "Ücretli Emek ve Sermaye"

Dün 1 Mayıs'tı; gün bitmeden ben de Ücretli Emek ve Sermaye'yi okuyayım dedim. Günün kapanışından önce kitabın son sayfalarını kapatarak, amacıma ulaştım.

Bilim ve Sosyalizm Yayınları'dan çıkan, Friedrich Engels'in yer yer değişiklikler yaptığı metin, adı üzerinde, Karl Marx'ın emek kavramını ve emeğin ücretlendirilmesi - sermaye ilişkisine dair yazılarından oluşan, kısa diyebileceğim bir metin.

Engels'in kitabın girişinde de değindiği üzere metin içinde karşımıza çıkan ve işçinin işverene sattığı "emek" değil, "emek gücü" şeklinde ele alınıyor. Bu emek gücünün ücretlendirilmesinde etkin olan unsurların, metanın üretim, satış ve alış kısmında etkilediği her şey de Marx'ın analizinde açıklanıyor.

İşçinin ücretinin nasıl belirlendiği konusunu açıklayarak başlayan Marx, emek gücünün belirlenen süre içinde belirlenen ücret için kullanılmasını, işçinin kendi metasını yani "emek gücünü" satışı olarak ifade ediyor.  Bunun yanında, emek gücünün diğer metalarla değişme oranını da emek gücünün "değişim değeri" olarak tanımlıyor. Bu durumda da karşımıza, emek gücünün diğer metalardan tamamen ayrılan yanı, insanın varlığı temelli bir yanı çıkıyor aslında.

"O halde ücret, işçinin, kendisi tarafından üretilen metadaki payı değildir. Ücret, kapitalistin onlarla kendisi için üretken emek gücünün belirli bir miktarını satın aldığı, önceden varolan metaların bir bölümüdür." (Syf: 26)

Özgür emekçi ve köle arasında emeği üzerindeki denetimi konusuna da değinen Marx, bu noktadaki ayrımın özgür emekçinin kendi emeğini sattığı vurgusunu yapıyor.

Geçerli fiyatının her zaman üretim maliyetinden düşük ya da yüksek olacağını vurguladığı metanın ücretlendirilmesinde ise arz - talep ilişkisine bağlı olarak yaşanabilecek değişimlere değiniyor.

Sermayenin büyümesi ile işçi sınıfının büyümesi arasındaki ilişkiyi doğru orantılı olarak belirten Marx, bir yandan da büyüyen sermaye ile artan ücretli emek yığının da bir anlamda sermayenin daha fazla ücretlim işçi üzerinde egemenlik kurmasıyla ilişkilendiriyor.

Kısa bir metin, fiyatı da yayınevinin diğer kitapları gibi çok uygun. Okunmalı çünkü.

Çalışma hayatınız oldu mu, nasıl şartlarda çalıştınız ya da çalışıyorsunuz, nasıl bir çalışma hayatı umuyorsunuz, beklentileriniz neler bilemiyorum. Üç yıl süren çalışma hayatımda yaşadığım zorlukları, maruz kaldığım sömürüyü ve hakaretleri düşünüyorum. Aldığım parayı, yaptığım işi, insanlık dışı çalışma saatlerimi, sürelerimi düşünüyorum. Benden  daha zor işleri, daha zor şartlarda, daha zor çalışma ve yaşam koşullarında yapanları düşünüyorum. Söyleyecek çok şey eminim sizlerde de vardır, ama söyleyemiyoruz. Onu da görüyorum. 

Hiç yorum yok: