28 Temmuz 2019 Pazar

Hakan Nesser "Mind's Eye"

Kareler ve Sayfalar Soğuk Diyar Polisiyesi Özel Turu (yazıda bir daha geçerse bunu büyük harfle yazmak için asla uğraşmam) kapsamında bir başka polisiye seriyi tanıtayım. Ragnar Jonasson övmekten özel tur (bunu bilerek özel tur yazıyorum komik olsun diye bir tek ben gülüyorum çünkü, zaten başka okuyan da yok) soğuk diyar polisiyesi yerine Ragnar Jonasson turuna döndü farkındayım.

Bu sefer özellikle popüler bir seriden, popüler bir yazardan, İsveçli (İsveç'in kareler ve sayfalar için yeri ve önemi adlı bi yazı da yazayım kütük malmö çünkü) Hakan Nesser'in dedektif Van Veteeren serisinin ilk kitabı olan Mind's Eye'ı seçtim. İlginç gelen bir noktayı hemen belirteyim, yazar İsveçli ama dikkat ettiyseniz dedektifin adı pek İsveççe'ye benzemiyor. Mind's Eye'da olaylar Maardam'da geçiyor; burası da kurgu bir yermiş; ülke adını da hiç vermiyor kitapta. Yani uzun bir süre yazar İsveçli ama galiba Danimarka'da yaşayan Hollandalı bir karakter bu dedektif diye düşünerek okudum ama yer ismi de Danca gibi durmuyordu DANİMARKALILARIN YÖRESİ HERHALDE diye de aklımdan geçti ama sonunda netleşti, tamam öyle bir yer de yokmuş. İsimler okurken Hollanda'da geçiyor hikaye gibi düşündürtebilir sizi de. Yani soğuk diyar polisiyesi özel turu diye atladım kitaba ama ortaya böyle gerçekten al sana soğuk diyar al sana kuzey avrupa türü bir kurgu çıktı. Ben yine de eski kafalıyım, bu kadar kurguyu sayın dr. China Mieville beyefendi kurguları hariç polisiye içinde görünce geriliyorum (Sherlock türü gerilme), polisiye okurken mümkünse normal düz olsun her şey çünkü ne demişler, Saga Noren Lanskrim Malmö...

Evet.

Mind's Eye'da olay da şu; bir adam sabah uyandığında karısını banyoda ölmüş halde buluyor, ancak hafızası yerinde değil. Olayın gidişatına bakılırsa (kabaca) eşini boğuyor ve sızıp kalıyor alkollü bir halde. Ancak nihayetinde cezası kapsamında akıl hastanesine gidiyor ve orada adam da öldürülüyor. Burada işler karışıyor çünkü adamın masumiyetinin de söz konusu olabileceği ışığı böylece çakıyor. Olayın başından beri dahil olan Van Veteeren de adamın ve üç aylık eşinin çevresini, çalıştıkları okulu ve geçmişlerini araştırmaya başlıyor. Geçmiş geleceği yazıyor türünden bir cevap da çıkabilir, yeni bir krizin sonucunda çıkmış bir cinayetler zinciri de çıkabilir. Ne olduğu romana kalsın, okura kalsın. 

Bence dünyanın en iyi polisiye serisi Henning Mankell'in Wallander serisidir soğuk diyarlardan çıkan. Onun önüne de sadece Hercule Poirot serisi ile kraliçe Agatha Christie geçebilir. 

Bu kesin çizgiyi ustalar çektiği için yapılmış ve yapılacak her şey artık çok zor engelleri aşmalı gözümde bir kere bunu her yazıda belirtiyorum hiçbir karakterin bir Wallander olamayacağını düşünüp gizli gizli ağlamıyor musunuz siz de... hayır mı... ok.

Neyse.

Katili çat diye bulmanız zor olsa da olayların büyük kısmına bir cevap bulmanız mümkün, yazar okura o imkanı vermiş. Sürekli ortaya yeni bir ipucu çıkıyor. Kendi kendine ipuçlarını biriktirmiş de finalde açıklamış gibi bir durum yok, cinayet sebebi, olayların üzerindeki sisi dağıtacak çoğu şey dikkatli okursanız gözünüzün önünde. Benim hoşuma gitti ne çok oluorta ne çok saklı. Ama çok ustaca kıvırılmış bir kurgu yok onu da belirteyim. Ne kadar ukala bir yorum oldu özür dilerim.

Karakterler ile bir yakınlık kurma konusu işte bahsettiğim Wallander hasreti ile ilgili, bunu Mankell gibi çok az insan yapabilir sanırım. Nesser de araya uçurum koymamış, soğuk ve beklenmedik tepkiler ortaya koyan tipler de değiller ama Wallander gibi hangi gün yeniden hamburger gömüp hangi gün yeniden diyete başlayacağını kestirecek kadar tanıyamıyorsunuz bence. Belki seriyi okudukça bu değişiyordur.

Yine başka bir kitabını okumak isterim Nesser'in. Van Veeteren serisi 10 kitaplık bir seriymiş. Bir de 5 kitaplık Dedektif Barbarotti serisi varmış. Bundan sonra okuyacak olursam ondan bir kitap okuyabilirim.

Sorusu olan var mı? Yoktur nasıl olabilir okuyan mı var, yok.

Hiç yorum yok: