Riga’nın
Köpekleri, piyasada baskısı bulunmayan bir kitap. Fakat aylar önce tesadüfen
Real’de bulma şansına erişmiş, buna da blog’da yer vermiştim, belki
hatırlarsınız.
O
günden beri kitabı okumaya kıyamadığım için “İskandinav Polisiye Stoğu”
kategorisinde –kafamda- stokladığım kitaplar arasında, kötü günlerde okunmayı
bekliyordu. Ben de bu yıl itibariyle her geçen gün berbatlaşan hayatımda yine
kötü bir dönem yaşadığım, üzerine de işimden olduğumdan dolayı Riga’nın
Köpekleri’ni okumayı uygun buldum.
Pek
yerinde bir hareket olacak ki, klasik müzik eşliğinde okumak bana hayli iyi
geldi. Kısacık not; bilen bilir, kitabın kahramanı dedektif Wallender da bir
klasik müzik hayranı.
(Tesadüfi
not: Bugün Maria Callas’ın doğum günü ve Riga’nın Köpekleri’nde Wallander,
Maria Callas plakları dinliyor. Not düşmek istedim.)
Bu
kitap, Henning Mankell’in Wallander serisinin ikinci kitabı. Aynı zamanda diğer
kitaplarda (spoiler geliyor) sıkça adını duyduğumuz Baiba ile tanıştığı roman
da yine bu kitap.
Wallander’ın
bu kitapta 43 yaşında olması ve sağlık sorunlarının ufaktan baş göstermesi ise
bir detay daha.
Kitabın
diğer kitaplarda ayrılan özelliği, ağrılıklı olarak siyasi meseleler üzerine
kurulmuş olması. Öyle ki İsveç’te başlayan hikaye Litvanya’nın başkenti Riga’da
devam ediyor ve konu aslında Sovyetler’in yıkılması ve bağımsızlık mücadelesi
veren bir ülkenin yoksulluk, özgürlük özlemi ve kendi içinde yaşadığı
çatışmalar.
Genelde
Wallander kitaplarında siyasi dokunuşlar olsa da hiçbiri bu kitap kadar yoğun
olarak bu konuyu işlemiyor. Sanırım yazarın tarzında zamanla azıcık bir değişim
olmuş zira bundan önceki sırada, yani Wallander serisinin ilk kitabı olan
“Ölümün Karanlık Yüzü”nde de yine göçmenler konusunu ele almıştı. Diğer
kitapları okursanız, aradaki farkı daha net görürsünüz diye düşünüyorum.
Hikaye
nasıl başlıyor, nereye gidiyor anlatmayacağım. Bir polisiye kitabı anlatırken
hiç sevmediğim bir şey bu, o yüzden pas geçiyorum. Kitabı edinebilirseniz
okumanızı tavsiye etmekten başka söyleyecek son sözüm ise; hava da tam kitap
okumalık!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder