Şemsiye
Akademisi, The Daytripper ile tanıştığım ve bayıldığım Gabriel Ba adını
barındırdığı için ne zamandır okumayı planladığım bir çizgi romandı.
Bir
hafta sonu klasiği olarak Beşiktaş Arka Bahçe Çizgi Roman Dükkanı'na gitmem
sonucunda, kendisine kavuştum. Çok büyük beklentilerim olduğu için çok da mutlu
oldum alınca.
45
dakikalık bisiklet sürme maratonunun sonunda Şemsiye Akademisi'ni bitirdim. Bu
aralar böyle bir huy edindim arkadaş tavsiyesi ile, egzersiz bisikletinde
mutlaka bir şeyler okuyorum. Yoksa geçmiyor o bir saat.
Konumuza
dönersek:
Dünyada
beklenmeyen doğumlar sonucu aniden kırk üç çocuk dünyaya gelir. Reginald
Hargreeves, bu çocuklardan yedisini evlat edinir. Evlat edinmesinin sebebi ise
dünyayı kurtarmaktır. Zira çocukların her birinin farklı bir özelliği, bir
yeteneği vardır.
Hargreeves'in
ölümü ardından, uzun zaman sonra bir araya gelir kardeşler. Bu arada dünyanın
sonu gelmektedir ve kardeşler dünyayı kurtarmaya çalışmaktadır. Tek bir sorun
vardır; içlerinden biri, dünyanın sonunun gelmesinde bizzat rol oynamaktadır;
yani kardeşlerden biri sorunlardan birinin ta kendisidir.
Bilmem
daha önce bahsettim mi, çizgi romanda süper kahramanlar pek ilgimi çekmiyor. Bu
yüzden The Umbrella Academy tam benlik bir çizgi romandı, diyemeyeceğim. Ayrıca
çizimleri de bana çok soğuk geldi. Ya niye böyle oldu. Gabriel Ba adına,
inanamıyorum kendime şu yorumu yaptığım için.
Şu
an gribe yenik düşmüş bir bünye olarak bu yazıyı yazıyor olmamamın ve hikayeye
ısınamamış olmamın etkisiyle, kısacık bir yazı olarak bitiriyorum.
Bir
başka yazıda görüşmek üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder