Blacksad’in Yapı Kredi
Yayınları’ndan yayınlanan bildiğim kadarıyla iki cildi var, ikisini de büyük
bir hevesle aldım. Her bir ciltte iki adet hikaye var.
Bahsedeceğim ilk cilt.
İçinde “Gölgeler Arasında Bir Yerde” ve “Arktik Irk” adlı hikayeler var.
Başlamadan önce Blacksad
okumaya nasıl bu kadar hevesli bir hale geldiğimden bahsedeyim; iş yerinden bir
arkadaşım bu çizgi romandan bahsettiğinde elbette ilk işim girip Google’dan
bakmak oldu. Görür görmez çarpılma sebebim ise kapağındaki kediydi! Hehe.
Kedileri severim. Kedi bir dedektifi ise daha çok severim. Ki kendisi
kahramanımız, kedi dedektif Blacksad oluyor.
Yine saçma sapan bir
blogger olarak sizlere eşek kadar insan olmama rağmen kediden köpekten nasıl
etkilendiğimi ve nasıl sığ biçimde bir çizgi romanı okumaya karar verdiğimden
bahsettim. İşte, blog’da gerçekçilik akımı da böyle başlamış oldu, diye anacak
yıllar sonra gelecek nesil. Peh!
Ağzından sigarası düşmeyen
yakışıklı Blacksad ilk macerasında eski sevgilisinin öldürülmesi olayını
araştırıyor. Bu sırada karşısına çıkan her bir karakter farklı bir hayvan
şeklinde. Öyle ki görmeye dayanamadığım iguanalar, kertenkeleler bile bu
hikayede kendilerine yer bulmuş. Blacksad, ölümün arkasında sır perdesini
aralamaya çalışırken girmediği delik, tanışmadığı bela kalmıyor desek yalan
olmaz.
İkinci hikaye ise daha çok
ırkçılık konusuna odaklanmış diyebiliriz. Kaybolan bir kız çocuğunun
araştırmasını yapıyor Blacksad, karşısına ise karman çorman ilişkiler içinde
bir topluluk çıkıyor. Kin ve intikam hırsıyla yılların geçmesinin bile bazı
şeyleri nasıl öldüremediğini anlatan bir hikaye.
Genel havasını çok
beğendim. Blacksad’i kanlı canlı, neredeyse sigaradan kalınlaşmış sesi
kulağınıza gelecek şekilde canlandırabilirsiniz okurken.
Bir solukta bir kitap,
ikinciyi henüz okumadım. Okur okumaz onun da mükemmel bir blogger olarak
yazısını hazırlarım.
Kedileri sevin, çünkü
onlar aslında bizi pek sevmiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder