Yalnız Kadınlar Arasında,
gerçekten de yalnız kadınlar arasında geçiyor. Hayattan beklentilerinin ne
olduğunu en azından benim açıkça göremediğim ama bir şeyin beklentisi içinde ve
beklemekten aşırı derecede sıkılmış olduklarını düşündüğüm kadınların hikayesi.
Çevrelerinde bıkkınlık, sıkıntı dolu hayatlar varken, yaşamaya çalıştıkça daha
rahatsız ve bir o kadar zamanı boşa harcayan kadınlara dönüşmüş kadınlar, ve
aslında kadınlarla sınırlı bırakmak yetmez bunu, erkekler.
Baktığınızda aslında bir
burjuva eleştirisi gibi de duruyor Cesare Pavese’nin bu romanı. Zenginlikleri
içinde galeriden galeriye, sergiden partiye, gezmeye, görmeye hayli zamanı olan
ancak kitaptaki ana karakterin de dediğini gibi aslında ortaya pek de bir şey
koyamayan insanların romanı.
Karakterimizin adı Clelia.
Roma’dan Torino’ya, bir mağaza açmak için çalıştığı şirket tarafından yollanmış
bir kadındır Clelia. Artık ailesinden hayatta kalan kimse yoktur ama o Torino’da
gençliğine, çocukluğuna, kısaca geçmişine de bir yolculuk yapmaktadır aynı
zamanda. Bunu sıklıkla sokaklarda gezerken hafızasında belirenlerden
anlayabiliyoruz.
Celelia otele geldiği gece
aynı katta bulunan Rosetta adlı bir kız da intihara kalkışmıştır; o zaman bu
ikili henüz tanışmıyordur ama ilerleyen günlerde yolları kesişecektir. Yolların
kesişmesi ile beraber inceden bir girişim de hikayeye dahil olur; Rosetta’yı
yeniden hayata döndürmek ve aslında intihar fikrinden onu uzak tutarak hayat
içine dahil etmek. Ama hangi hayat içine? Rosetta’nın zaten kaçmak istediği
hayat içine mi?
Hikaye, Rosetta’nın dahil
olacağı hikaye, bir grup zengin insanın etrafında geçiyor. Romanı okurken,
Tezer Özlü’nün Pavese’yi sevmesinin bir nedeni de acaba her ikisinde de bir
burjuva eleştirisi yatması mıdır acaba diye düşündüm. Öylesine boş görünen ve
amaçsız hayatların içindeki bu yalnız kadınlar, aslında sıkıntıları ve intihara
yönlenmeleri bile normal kaçıyor. Herhangi bir beklenti ya da umut bırakmayacak
denli zaman öldürme girişimleri. Bir an bakıyorsunuz ki aslında zaman
öldürmekle vakit harcanıyor; kendinizi öldürmeye ve sorunu kökten çözmeye karar
veriyorsunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder