“Bu kadar çok mektup yazan
birisi mutlu olabilir mi?”
Hermann Hesse’yi okumak
genellikle kaşlarımı çatmama neden olsa da (bunu kitabı beğenmediğim için
yapmıyorum, elimde olmadan Hesse okurken kaşlarım çatılıyor), kendine has tarzı
beni her zaman etkiliyor olsa da, yine de onun kitapları üzerine yazmakta
zorlanıyorum. Mesela benim Bozkırkurdu üzerine ne yazabileceğimi çok merak
ediyorum. Belki bir gün yazmaya çalışırım ve buraya da eklerim. Daha öncesinde
ise, şimdi nasıl kelimeleri toparlayıp yazacağım, onu düşünüyorum.
Klingsor’un Son Yazı’na
gelelim.
Klingsor, bir ressam. Hesse
kitaplarında sanırım ressam görmeye, Hesse’yi görmeye alışkınız hepimiz. Bu
kitapta da Klingsor adı altında aslında kendisini anlatıyor. Bundan önce
Rosshalde adlı kitabında da kendisinden bahsettiğini, kendi fikirlerini
açıkladığını ve bunu yaparken kullandığı yine bir ressam olan karakteri
anımsıyorum da, Klingsor’la ne kadar ortak noktası var; hepsi de ne kadar Hesse
aslında!
Bir ressamın gözünden,
yaklaşan bir ölümü (yalnız bu ölümün anlamını biraz geniş tutmakta fayda var;
ölen nedir, ölen kimdir; düşüncelerin ölümü mü, yeteneğin ölümü mü, insanın
bedenen faaliyetlerinin sona ermesi mi, bir ruhun ölümü mü?) hissetmek ve
yaşadığı anın tadını çıkarmak, yoğun tasvirlerle anı görmek ve hafızasına
kazımak, yine bunu okuyucuya gerçekten bir ressam gözüyle, aynı zamanda usta
bir yazar kalemiyle aktarmak. Klingsor’un yazında bunu gördüm. Bir ressamın
fırçasıyla yazıyor Hesse satırları. Bu yüzden hikaye boyunca bir “an” içineki
tüm detaylar, uzun uzun bir resme bakıyormuşsunuz hissi yaratıyor.
Etrafındaki insanlarla olan
ilişkileri; özlediği arkadaşları, hayatı beraber doldurmaya çalıştığı
arkadaşları, kitabın başında ve sonunda yeniden anılan Gina’ya olan
duyguları... Klingsor, son yazında adeta bir vedayı sahnelerken ve son kez
dünyayı içine çekerken, bir yandan da, kırklı yaşlarının başında ilk kez daha
önce sahip olmadığı duyguları, bir kadına karşı hissetmeye başlıyor.
Kitap ince; 60 sayfa kadar.
Ama okurken incecik bir kitabı bir saatte bitireceğim, diye düşünüp başlamayın.
Süre oldukça uzayabilir. Her bir kelime o kadar yoğun ve ortaya çıkan her cümle
öylesine dolu ki, okurken bu, işte tam olarak bu benim kaşlarımı çatmama sebep
oluyor ve sürekli okuma hızımı düşürüyor. (Bunlar kötü manada değil; kesinlikle
okumanızı önereceğim bir kitap zira.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder