Yine uzun
zamandır okumak istediğim, aldıktan sonra ise bir türlü okumaya fırsat
bulamadığım (bu klişe ifade hakkında açıklama: Okumaya zaman bulamadım değil,
bu kitabı okumaya fırsat bulamadım. Açıklama yapmazsam kimsenin merak etmediği
okuma alışkanlığım hakkında gereksiz detaylar veremezdim gibi, neyse)
Uyandığında'yı dün, yani bir Pazar günü içinde bitirdim. Başından kalkmayıp
sürekli okusam daha çabuk biterdi ama araya giren gündelik işlerle kitabı
bitirmem akşamı buldu.
Distopyaları
çok sevdiğimden kitap zaten varlığını öğrendiğimden beri dikkatimi çekiyordu.
ABD'nin bir din devletine dönüştüğü ve her şeyin din temelinde
yaşandığı/yaşatıldığı bir gelecekte geçiyor Uyandığında. Hillary Jordan'ın
distopyasında suçlular, işledikleri suçun ağırlığına göre rengi ve süresi
belirlenen, deri altına enjekte edilen bir yöntemle cezalandırılıyor. Ekonomik
zorluklarla mücadele eden ABD'nin bu cezalandırma yöntemiyle aynı zamanda
suçluların hapishane masraflarının yükünden de kurtulmayı amaçladığı okura
sunulan romanda, toplum içinde "suçlu damgası yemek" ağır biçimde ele
alınıyor; suçlular, Renkliler'e dönüşüyor ve ceza süresi boyunca mahkum
edildikleri deri rengi ile her gün yeniden ve her yadırgayan bakışla beraber
yeniden suçları toplum içinde yüzlerine vuruluyor.
Din
devletine dönüşen Amerika'da aynı zamanda kürtaj da yasaktır; zira kadınların
doğurganlığını ellerinden alan bir salgınla mücadele içinde geçen uzun
yıllardan sonra çıkan kanunlarla kürtaj en ağır cezalardan birini gerektiren
bir suça dönüşmüştür. Kasten adam öldürmekle aynı cezayı gerektirmektedir; bir
"kırmızı"ya dönüştürülmek.
Baş karakter
Hannah Payne'la kitabın ilk başlarında, renklendirilme işleminin ardındaki ilk
gününde karşılaşıyoruz. Hannah, kürtaj yaptırdığı için artık bir
"kırmızı"dır. Kürtajı yapanın ya da çocuğun babasının adını vermediği
için cezası üzerinden herhangi bir indirim alamamıştır.
Dindar bir
ailenin, kendi çevresinden başka bir dünya tanımayan genç kızı Hannah'nın
kürtaj, kaybettiği çocuğu ve yaşadığı ilişkinin kendisi üzerine sorgulamalara
giriştiği dönüştürüme işlemi sonrası otuz günlük esaret ardından renkliler için
tehlikelerle dolu dünyaya dönüşü ise ayrı bir sorun olacaktır.
Din egemen
bir toplumun rehabilitasyon merkezi olarak sunulan, ancak şansı biraz yaver
giden renklilerin belirli bir süre için girebileceği, bir manastır gibi tasvir
edilen bir yere sığınmasıyla beraber Hannah, bir kırmızı olarak yaşamaya resmen
başlayacaktır.
Kürtaj
üzerine, insan hakları üzerine, din üzerine, ahlak ve vicdan üzerine verdiği
mesajları, işlediği konuları, sürükleyici bir hikaye içinde okura sunan yazar
Hillary Jordan'ın ikinci romanı olan Uyandığında, günümüzü düşündürtmeden
hiçbir okuru son sayfaya kadar götürmeyecektir.
Kitap
hakkında çok şey yazılır, ancak çok beğendiğim bu kitap hakkında yazdığım
şeylere kendi yorumumu belki gereğinden de fazla katacağımı biliyorum. İpucu da
vereceğimi biliyorum. Bunun yerine, size Uyandığında'yı okumanızı tavsiye
ederek yazımı bitiriyorum.
4 yorum:
Ben de distopyayı sevdiğim için çok büyük beklenti ile almıştım bu romanı maalesef beklentimin yakınından bile geçmedi ve açıkçası başarısız buldum... daha fazla detay için bloguma bakabilirsiniz... sevgiler
@ Gül Akça: Yorumunuzu az önce okudum, siz vasat bulmuşsunuz, benim için de tam tersi, başımı kaldırmadan okuduğum bir kitap oldu. Malum, cidden okuma zevkleri farklı farklı hepimizin. Kitap bloglarının güzel bir yanı da bu olsa gerek, farklı yorumları okuyabiliyoruz böylece...
Öte yandan, küçük bir not eklemek isterim; bu kitap gerçekten bir distopya romanıdır. Konuyla (distopya ve post apokaliptik kurgular üzerine özellikle) alakam sadece bir okur olmanın ötesinde olduğu için söylüyorum.
Yorumunuz için teşekkür ederim.
Çok haklısınız hepimiz farklı farklı değerlendiriyoruz okuduklarımızı... değişik bir yoruma rastladığınızda da oldukça ilginç oluyor... ben distopya konusunda uzman değilim tabii ki okuduğum diğer distopyalarla karşılaştırarak öyle bir yorum yapıyorum... ayrıca roman bana, toplum olarak içinde bulunduğumuz durumu çok fazla hatırlattığı için o zaman şu anda bir distopya içinde yaşıyoruz gibi bir sonuca ulaştırıyor ki sanırım bunu kabullenmekte zorlanıyorum... ama belki de öyledir zaten:( iyi okumalar diliyorum
@ Gül Akça: Çok teşekkürler, sizlere de iyi okumalar, daha güzel günler hepimize de...
Yorum Gönder