SON KURTADAMLA TANIŞIN!
Televizyonu
açtığınızda, gece yarısında karşınıza bir kurtadam ya da vampir dizisinin
çıkması son yıllarda olduğu gibi, bugünlerde de normal. 1990'ların sonu ve
2000'lerin başında ülkemizi vampir - kurtadam kavramıyla daha sıkı fıkı hale
getiren, hatta belki de bu kavramlarla tanıştıran Buffy The Vampire Slayer ve
ardından Angel gibi dizilerin üzerinden yıllar geçti. Ancak aradan şöyle bir on
yıl geçtikten sonra bir vampir hikayesinin kurtadam hikayesiyle birleşmesinden
oluşan malum sinema filmi serisi asıl patlamayı yapan oldu. Tüketim kültürü
adına yeni bir alan yaratan bu seri ile beraber, bu türe odaklanan televizyon
dizilerinin, sinema filmlerinin ardı arkası kesilmedi. Doğal olarak bu süreçte vampir,
büyücü, cadı, kurtadam romanları ardı ardına geldi. Türle ilk kez tanışanların
haricinde neredeyse yaşı itibariyle okumanın tadını yeni almaya başlayan çoğu
insan için bu tür romanlar bir anda vazgeçilmez olmaya başladı. (Benim
gözlemlediğim kadarıyla bu türde yayınlanan ve yeni oluşan kitle haricindeki
okurlara da ulaşmayı başarabilen eser sayısı ise maalesef pek az oldu.)
Glen
Duncan'ın Son Kurtadam'ı ise İthaki Yayınları tarafından 2014'ün Ekim ayında
yayınlandı. Kapağındaki Nick Cave alıntısı görür görmez dikkatimi çekti. Peşinden
de Cave'in tarzını yansıtacak bir başkarakter olabileceği görüşümü pekiştirecek
şekilde arka kapak yazısını okumuştum ve evet; karşımızda kendisini seri üretime
bağlamış vampir - kurtadam romanlarından hayli uzak bir eser vardı. İlk
sayfaları okumaya başladıktan sonra ise rahatlıkla emin oldum ki, Son
Kurtadam'ımız Jake Marlowe bildiğiniz(!) kurtadamlardan pek farklı.
Hayatını
devam ettirdiği - neredeyse - 200 yıl boyunca her ay bir cinayet eşliğinde
açlığı dinen Jake Marlowe, aldığı bir haber üzerine sonsuzdan biraz kısa
sürecek olan hayatının artık sonuna geldiğini düşünmeye başlar. Ezeli
düşmanının elinden, kurtadam avcılarının elinden ölümü çok yakındır. İntikamını
almak için uzun zamandır bekleyen Av'ın elinden hayatı, gelecek olan ilk
dolunayda son bulacaktır. Bunların yanında Jake'in derdine bir dert daha
eklenir: Yaşayan son kurtadam olması yüzünden peşinde başka bir grup, kendi
çıkarları için Jake'i ele geçirmek istemektedir; vampirler.
Jake, yıllar
önceki ilk cinayetinin bedelini tüm hayatına yayılmış bir karanlık, kendi
kendisine yönelik bir cezalandırma, yer yer umursamazlık, kadınlardan uzak
durmak (sevdiği kadınlardan uzak durmak) gibi farklı şekillerde kendisine
ödetmeye çalışmaktadır. Ancak yaklaşan ve kaçınılmaz ölümün keskinliğine doğru
hiç korkmadan ilerler; çünkü Jake'e göre o, bunu çoktan hak etmiştir.
Yaşama dair
hiçbir umudu kalmayan bir kurtadamı, dünya üzerindeki son kurtadamı hayata
yeniden asılmaya ne bağlar? Jake Marlowe nasıl birden yaşamak için can atan bir
(kurt)adama dönüşür?
Cevabını,
devamında gelecek olan hareketli sayfalar içinde, koştururcasına okumak
isteyeceğiniz satırlar içinde bulabilirsiniz.
Üslubundaki
ironinin tadı okuru kendisine bağlıyor. Hikayenin neredeyse her bölümde akışını
hızlandırması, Jake karakterinin yaratımındaki başarı....
Romanda
"zor durumda bir kadının erkeğe ihtiyaç duyması" kalıbının kırıldığı
bir sahnenin tasviri ise, erkeğin güçlü olarak mitleştirildiği bir dünyada,
özellikle de "kurtadam erkek" olarak metinde yer alan karakterin
yetersiz/güçsüz/ olduğu noktanın/noktaların belirtilmesi, Duncan'ı ayrıca
takdir etmek için bir sebep. Her ne kadar kitabın özellikle ortalarına dek olan
süreçte okura sunulan kadınların genellikle cinsel açıdan karakterin ilgisini
çekerek var olmasının ardından, yazarın güç dengelerini değiştirdiği bir
sahneye yer vermesi özel dikkati hak ediyor.
Sürpriz
sonuyla, her bir karakteriyle, sürekli hareket halindeki olaylar zinciriyle ve
elbette unutamayacağınız son kurtadam Jace Marlowe'un hayata bakışıyla sizleri
tanıştıracak olan Glen Duncan imzalı bu romanı gözden kaçırmayın.
İyi
okumalar.
2 yorum:
Harika bir yorum olmuş. Elinize sağlık.
@ Bülent Özgün: Teşekkür ederim...
Yorum Gönder