Jose
Saramago'nun Defterler'i, yazarın 2008 ve 2010 (aynı zamanda yazarın ölüm yılı
olan 2010) yılları arasında yazdığı, genellikle dünyanın gündelik durumu,
ağırlıklı olarak siyasi gelişmelerin ve bu gelişmeler doğrultusunda oluşan
sorunların ve bu sorunlu dünya içinde kendisini yer yer sevindiren ama
çoğunlukla da üzen, sıkan durumların yer aldığı bir kitap. Blog yazılara olarak
ortaya çıkan bu denemelerin ise yazarın gözünden 2000'li yılların dünya
siyaseti ekseninde fikirlerinin bir özeti olduğu aşikar.
Farklı
günlerde yazılan ve farklı konulara odaklanan bu yazılar arasında neler yok
ki... Boşanmalar ve ailelerin
kütüphaneleri üzerinden Amerikan "düşünce yapısının", Amerika çıkışlı
TV programları, diziler ile tüm dünyayı etkilemesi üzerine bir yazı. Fernando
Pessoa'nın kendisini keşfetme çabasını kısaca, ama derin bir şekilde ele alan
bir yazı.
İsrail -
Filistin konusuna değinen yazar, kendi içinde konu üzerinde yaşadığı acıyı
okura birebir aktarıyor. Ortadoğu'nun siyasi sıkıntılarını irdelemenin
haricinde toplumsal yaşamındaki bazı üzücü noktaları da ele alan yazar, recm
gibi bir akıl almaz bir uygulamaya değindiği bir bölümde anlatıyor.
İnsanlığa
karşı finansal bir suç olarak ele aldığı, bir çeşit haksız kazanç eleştirisi
yaptığı bölüm de dahil olmak üzere Saramago'nun Amerika'nın finansal ve
ekonomik bir baskı unsuru oluşturan varlığına sıklıkla dikkat çekmesi gözden
kaçacak gibi değil. Sıklıkla yerdiği bir düzene, Obama'nın ilk seçildiği
günlerde, hatta seçim gününde yazdığı yazıda yaptığı göndermelerde yazarın
dünyanın gidişatında en etkili unsur olarak ABD'yi görmesine, acı içinde şahit
oluyoruz. Ki bu acı yazarla ortak bir nokta da veriyor bize.
Yazar, "Suçlular
için yardım buldular ancak kurbanlar için bulamadılar." diyor ekonomik
krizin ardından sarılamayan yaralarıyla onlarca kez daha karanlık günleri
göreceği kesinleşen ülkelerin durumuna bakarak.
Cehaletin,
zenginliğin diğerlerinden çalarak fakirlik doğurarak güçlenmesiyle arttığını
belirten yazar, sömürgeciliğin mahvettiği bir dünyada birey olarak bizlerin
artık dünyada olan biteni analiz etmemizi sağlayabilecek eleştirel kapasitemizi
kaybettiğimizi belirtiyor. Bunun sebebini de düşünme ve eyleme geçme
sorumluluğumuzu göz göre göre terk ediyor olmamıza bağlıyor.
Kadın
hakları için her fırsatta kendi fikirlerini sunan Saramago, kadınların hala
haklarını kazanmak için mücadele etmek zorunda kaldıkları bu adaletsiz sistemin
eleştirisini de sıklıkla yapıyor. Kadın cinayetleri, emek sömürüsü, şiddet,
eşitlikten hayli uzak emek - gelir dengesi üzerinden konuyu inceleyen yazar,
kadın hakları ihlalinde sorumluluğu erkeğin kendi içinde çözemediği sorunlar ve
güç gösterisi takıntısına bağlıyor.
Yakın
geçmişin, aslında sadece bir kaç yıl uzağımızda kalan bir zaman diliminin büyük
bir yazarca tutulmuş kaydı Defterler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder