Bilim ve
Sosyalizm Yayınları'nca 2000 yılında birinci baskısı yapılan, Marx, Engels ve
Lenin'in kadın ve çocuk emeğinin sömürülmesi başta olmak üzere, kitaba adını
veren Marksizm, kadın ve aile konularındaki yazılarından oluşan derleme bir
kitap Marksizm, Kadın ve Aile.
Kapitalist
sanayi içinde kadın emeğinin nasıl ucuzlaştığı, insanlık dışı şartlar altında
çalışmaya mecbur bırakılması, kitabın ilk bölümünde ele alınıyor. Burjuvanın yarattığı modern işçi sınıfının
maruz kaldığı sömürüye, örnek vakalar ve gerçek verilerle yaklaşan kitapta,
neredeyse ayakta durmayı öğrendikten sonra sanayinin kölesi haline getirilmeye
muhtaç bırakılan çocuk ve kadın işçilerin durumu gözler önüne seriliyor.
İşçinin, sanayide makineleşme sonucunda sadece makinenin bir parçası haline
gelişinin sonunda oluşan felaketlere değiniliyor. Ağır işin makine tarafından
yapıldığı fabrikalarda, fiziksel güç gerektirmeyen işler için ucuz iş gücüne
yönelmesini -doğal olarak- buna bağlıyorlar. Emeğe verilen değerin, emeğinin
değerinin gittikçe düşmesinin, fiziksel gücün seviyesiyle ölçen bu düzende,
işçiye ancak hayatta kalabileceği kadar bir para verildiği vurgulanıyor. Bu
yüzden, makinenin insanın yerini alması ve kapitalist sanayinin açgözlülüğü
içinde çocuk ve kadın emeği, karın tokluğunun da altında bir fiyatla
sömürüldüğü okura sunuluyor.
Aile
içindeki gelir dengesinin değişmesi ile evlilik kurumunun, ailenin değiştirdiği
boyutu incelerken, evliliğin ekonomik temelli gerçekleştirildiği müddetçe
doğuracağı zararlar uzun uzun anlatılıyor. Ekonomik ihtiyaçlar doğrultusunda
yapılan evliliklerin tüm süslemelerine rağmen en nihayetinde ailedeki en ufak
bir ekonomik sarsıntı sonucunda sonlanabileceğini ifade eden metinde, aynı
zamanda kadın ve erkeğin boşanma hakkı - şansı üzerine de fikirler yer alıyor.
Sevgi temelli olmayan ilişkilerin kapitalizm dayatması çıkarımını
yapabileceğimiz kitapta, mülkiyet ilişkilerinin toplumu sürekli bizlere de
söylendiği üzere "temel yapı taşı olan aile" ile nasıl pekiştirildiği
ve sonunda neye ve nasıl hizmet eder hale getirildiği anlatılıyor.
Dönemin
İngiltere'sindeki sanayinin toplumu nasıl bir çıkmaza sürüklediği ve sözde iş
fırsatı ve daha iyi bir yaşam vaadi taşıyan sanayinin, iş fırsatlarının toplumu
nasıl fakirlikten ölecek bir hale getirdiğini değiniliyor. Zengin daha da
zenginleşirken, üzerinden asla güneş batmayacak olan ülke olarak tanımlanan
"Büyük Britanya"da insanların nasıl açlıktan öldüğü, fabrikada
çalışırken bayılan sekiz yaşındaki çocukların on beş saatlik mesailer sonunda
yataksız yorgansız, mobilyasız ve yiyecek hiçbir şeyleri olmayan evlerine dönüp
nasıl yoksulluğun batağında uykuya dalmaya mecbur bırakıldıklarını gösteriyor
kitap.
Bir yandan
üretim sürecine kadını dahil etmeyi, yönetimin ve aslında kısaca toplumun her
kademesinde kadına yer vermeyi amaçlayan Marksizmin, kadın emeğinin sömürüsüne
olan karşı duruşu kitapta sıkça belirtiliyor. Her bir alıntının sonunda,
hangisinin hangi eserinden alındığı da ayrıca yer alıyor. Bu yüzden okurken,
detaylı okumaya yönelme açısından güzel bir kaynak sunuyor bu notlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder