Şahane Hatalar’ı ik çıktığı zamandan beri biliyorum
ancak hiç bir kitabını okumamıştım. O yüzden postadan “Cumartesi” çıkınca,
inceden merak ederek okumaya başladım.
Bilmeyenler için özetlemek gerekirse, kitap içindeki
farklı bölümlerin sonlarında hikayenin gidişatına dair size iki seçenek
sunuluyor ve seçiminize göre farklı sayfalara atlayarak hikayenizi bir yerde
kendiniz oluşturuyorsunuz.
Cumartesi’nde ise, adı üzerinde, bir cumartesi
gecesi dışarı çıkmaya hazırlanırken buluyorsunuz kendinizi ve hikayeniz
başlıyor.
Ben farklı seçimler yaparak bir kaç farklı hikaye
okumuş oldum ama her birinde de gece çabuk ve birbirinden kötü şekilde bitti. Kötü
derken, bahtsız anlamında diyorum.
Nihayetinde elinizde su akar gibi akan bir kitap
zira hareket sürekli ve bölümlerin ortalama uzunluğu iki sayfa. Okurken beklentileriniz
ne doğrultuda olacak orası aslında size kalmış ama beklenildiği üzere
yorumlarımı da yapmak istiyorum.
Bir kere bu kitabı okurken çok abartılı beklentiler
içine girmeyen; bir oyun gibi daha çok. Kendinizi bir oyunun parçası olarak
görmek ve seçimlerinizin sizi nereye sürükleyeceğini görmek istiyorsanız,
okumaktan zevk alacaksınız.
Arkadaşımla bu tip kurguya sahip, okuyucunun
dizginleri herhangi bir hikayenin anlatıcısıyla özdeşleştiği bir kurguya oranla
daha fazla elinde tutabildiği bu tip bir kurgunun ihtiyaç olarak, ya da daha
doğrusu “doğuşu” üzerine kısa bir konuşma yaptık. Benim görüşüm, okuyucu, ister
istemez okuduğu kitapta, hele ki birinci tekil şahısla yapılan anlatımlar
içinde kendisini ister istemez karakterle bir tutuyor ve hikaye kendi başından
geçmiş gibi okumaya devam ediyor. Onunla hissediyor, onunla yaşıyor bir yerde. Tabi
bu illa birinci tekil şahıslı anlatımlarda ya da sadece o tip anlatımdaki
anlatıcı ile sınırlı değil, kitapta illa ki kendisine yakın bulduğu bir
karakter oluyor ve onu kendisi gibi görerek okuyor – bence. Işte bunun da
inceden bir ihtiyaç olup olmadığını düşünürken yazarlar bu kitabı, bu kurguyu
oluşturmaya karar vermiş olabilir. Ve insanların kendi seçim haklarını kitap
okumak gibi çoğu insanın “angarya” gördüğü bir durum içinde yaşatabilecekleri
fark ettiklerinde de sanırım “Şahane Hatalar” serisinin ilk satırları
taslaklarına yansımıştır, diye düşünüyorum.
2 yorum:
kitapta kız mı erkek mi olduğumu anlamadım yardm edebilirmisiniz
Aynı şey ilk bölümde bende de oldu, tekrar okuyunca anladım aslında; ilk anda banyoda, dışarıdaki kişi ile konuşan kişi iseniz erkeksiniz; banyo kapısının dışında bekleyen kişi iseniz kadınsınız. Ben kadını seçerek ilerlediğim için erkeğin başına neler geldi bilmiyorum ama kadın olan karakter bir erkekle aynı partide karşılaşabilmek için gece dışarı çıkan kişi.
Yorum Gönder