5 Mayıs 2010 Çarşamba

Haute Tension




Yönetmen : Alexandre Aja
Senaryo : Alexandre Aja, Grégory Levasseur
Yıl : 2003

Bir alttaki film için muhtemelen adını anmış olduğum "top 5" filmle ilgili sıralamama dahil olan bir diğer film, anlatamayacağım kadar sevdiğim, yer yer kıskandıracak güzelliğe erişen sahneleriyle onlarca kez izlediğim bir film Haute Tension. Aynı zamanda Alexandre Aja hakkındaki fikirlerimi de kökünden sarsmıştır, artık her lafı açıldığında aslanlar gibi kendisini savunur bir hale gelmişimdir muhteremin bu filmi sayesinde. (Alexandre Aja ve yazarın değişen görüşleri konulu bir yazının da ipucunu vermiş bulundu yazar burada)

Haute Tension'da Identity gibi gizli saklı cümleleri, sahneleri olan ve neden olmadığını izlerken düşünemediğimiz ama film bitince neden olmadığını anladığımız eksiklikleri ve sahneleriyle, ipuçlarını barındıran bir film. Dikkatli izlendiğinde akıllara gelen bir kaç soru işareti aslında filmin sonunda görüleceklere dair bilgiyi inceden inceden izleyiciye veriyor. Mesela, neden... diye sık sık sorulduğunda bir şeyleri yakalamak mümkün. Ancak ilk izleyişte, film kendisine öyle bir bağlıyor ki izleyiciyi, bu bahsi geçen "neden"leri sormak ve üzerlerinde düşünmek için sonraki izlemeler daha uygundur sanırım, ilk izleyişte durup düşünüp yorumlayıp çıkarımlar yapacak kadar zaman tanımıyor film size. Filmi aynı anda izleyip aynı anda üzerinde derin derin düşünmek hayli zor, temposu, merak duygusu bir türlü yatışmıyor, aynı zamanda üperten bir korku da yatışmıyor.

Fransa'nın İçerde, Sınılar gibi filmlerle atağa geçmesinin, korku filmi seçiminde son bir iki yıldır bu memleketten çıkıp çıkmadığına bakarak belki de izleme kararını birilerine verdirilebilmesinin başlıca sebebi Aja'nın Haute Tension adlı yapıtı. Boşuna 143 ülkede yasaklanmadığı izlerken açıkça gözler önüne serilen film, tipik kan revan korku filmlerinin yapaylık ve eksikliğinden uzak. Belki kimileri için pek de süpriz olmayan bir sonu var filmin, ancak özellikle belirtmek isterim ki her ne kadar klişe ya da beklendik durum varsa filmde, ya da kan varsa bol bol, bu kesinlikle bayağı, basit ve sahneden gözleri kaçırtan bir çiğlikte değil.

Ricchi&Poveri'nin Sara Perche Ti Amo isimli, bir filme bu kadar yakışan kaç şarkı vardır'ı yeniden hesaplatmaya başlatan şarkısı eşliğinde, iki kız arkadaş bir diğerinin kırsaldaki evine doğru yol tepmektedir. Ders çalışmak, sakinklikte bir nevi kafa dağıtmak için yol alırlar.

Tabi devamından bahsetmek istemiyorum yazdıkça yazıyorum, filmi hiç izlememiş olan birisini tesadüfen bu yazıyı okuyup sonra izlemeye başlarsa, beddualarının hedefi olmak istemiyorum.

Hiç yorum yok: