3 Mayıs 2010 Pazartesi

Identity




Yönetmen : James Mnagold
Senaryo : Michael Cooney
Yıl : 2003

Bu filme dair edilecek tüm yorumların başında şunu söylemek gerekir; yok böyle bir film. Senaryoyu ben yazmış olsaydım hayatımın sonuna kadar kasım kasım gezerdim, "keşke ben yapmış olsaydım bu filmi" listemdeki beş filmden biridir Identity.

Filme gelirsek... Yağmurlu bir gecede, hava şartları, bozulan arabalar, bozulan yollar, kazalar vs yüzünden bir motelde geceyi geçirmek zorunda kalan birbirinden alakasız insanlar arasında geçiyor Identity. Olay akşını anlatmak istemiyorum lakin böylesine güzel bir filmi kelimelere dökerek olayların etkisini sınırlandırmak istemem.

Filmi anlamak bazen güçleşebiliyor ancak çok dikkatli izlenirse en azından aralarındaki "bağlantısızlığ" rağmen bir araya gelmiş, gelmek zorunda kalmış bu insanların konuşmalarından filme dair önemli ipuçları çıkarmak mümkün. Bunu da farketmek için on kere falan izlemişimdir. Her izleyişimde yeni bir ipucu buluyor olmam benim geç anlamam da olabilir, filmin anlaşılmasının zor olduğunun bir göstergesi de olabilir. Takdir ilahi.

Agatha Christie (bu kadından başka hiç bir yazarı böylesine sevmem mümkün değildir)'nin On Küçük Zenci romanının adı sık sık bu filme dair yapılan yazılarda geçmekte. Idedntity ve Agatha Christie ile kafayı bozmuş bir insan olarak söyleyebilirim ki aslında buna lüzum yok. Mükemmel yazar Agatha Christie'nin kafasının işleyişi Identity'deki konuya yaklaşamaz bile. Ya da diğeri diğerine yaklaşamaz. Bu yüzden rahatlıkla zihni serbest bırakmak lazım.

Filmin sonu ise çok ilginç, tek bir cümleyle, ki bu cümle biraz kafa karıştırıcı olsa da, özetlenebilecek bir sona sahip. Açıkçası benzerini izlemiş miyim diye düşündüğümde kıyaslayacak bir film bile aklıma gelmiyor, böylesine ince işlenmiş ve resmen "şık" bir film hatırlamıyorum aynı konu ve işleyiş tarzına ait. Böylesine çetrefilli ancak (belki şimdi kullanabiliriz adını) Agatha Christie gibi hikayenin sonuna/süprizine dair cümleleri tekrarki izlemeler sonucu görebilmenin mümkün olduğu başka bir korku/gerilim filmi hatırlamıyorum.

Ya şimdilik ya da hiç.

Hiç yorum yok: