6 Haziran 2014 Cuma

Brandon Sanderson "Steelheart"

ÇELİKTEN BİR ŞEHİR, ÇELİKTEN BİR YÜREK, BİR İNTİKAMIN İZİNDE

İntikamın ne olduğunu ne zaman öğrendiniz? Kaç yaşınızdaydınız ve içiniz nasıl bir hisle dolmuştu? Ne zaman intikam almaya kendinizi yemin ederken buldunuz ya da ne zaman bir intikam almış olduğunuzu, onun o garip tadını damarlarınıza dek hissettiniz?

Hatırlıyor olabilirsiniz. Size yapılan bir haksızlığın ardından, belki yasal yollarla belki tamamen tasadüf eseri haksızlığın karşılığını bulan karşı tarafa şahit olmuşsunuzdur. Her zaman adalet haklının yanında olmuyor; bu yüzden bizler kendi adalet sistemlerimizi, küçük ve zararsız çapta kalmaları koşuluyla oluşturuyoruz. Toplumsal normları ya da adalet sistemini sarsmayacak küçük yeminlerle ya da hayallerle bir gün bize yapılan her ne ise, onun intikamının alınacağını görmek istediğimizi kendimize sürekli fısıldıyoruz.

Çünkü insanız. Kolay çözülebilir varlıklarız. Her ne kadar anlaşılmaz şeylere imza atmak, gereksiz konuşmalar ya da vicdansız eylemlerle insanlığın adını lekelemek gibi davranışlarımızın saçma olduğu anlarımız mevcut olsa da, kolay çözülebilen, kolay sevebilen ve kolay nefret edebilen, aslında tam anlamıyla normal olan varlıklarız. İntikamı da bu normallik içinde zararsız bir olgu olarak tanımlamanın mümkün olduğunu düşünüyorum.

İntikam konusu açıldığında aklıma ilk gelen yazarlardan biri Agatha Christie, ilk kitaplardan biri de Noel'de Cinayet adlı unutulmaz eseridir. İntikamın insanı nasıl ayakta tutan ve yıllara, başına gelen onca zorluğa ve aşması gereken tüm engelleri azimle aşmasına vesile olduğunu çocuk aklımla ilk orada idrak etmiştim.

DÜŞMANININ ZAYIFLIĞI, SENİN AVANTAJINDIR
Brandon Sanderson imzalı Steelheart, Dex Yayınları'nca bu yıl içinde yayınlanan ve yayınlanır yayınlanmaz dikkatleri üzerine çeken bir kitap oldu. Okumak için biraz geç kalmış gibi görünsem de, tam yeri tam zamanı diyerek kitabı bir gün okumaya başladım. O kadar akıcı bir dille yazılmış ki ve öylesine sade bir konudan yola çıkıyor ki, aslında baş karakterimizi bize samimi gösteren detayların başında da bu sade konu geliyor: Gözünün önünde katledilen babasının intikamını almak! Üstelik bunu dünya artık bildiğimiz halinden çıkmışken yapmak ve bilinen insanların dışındakilere karşı; Epikler'e karşı yapmak zorunda.

Steelheart'ta bizleri karşılayan dünyada her gün karanlık, her an karanlık. Bu tam kelime anlamıyla da bir karanlığı içeriyor aynı zamanda. Yalnızca sefalet, korku ve katliamın kol gezdiği yer altı tünellerinin içindeki karanlıktan bahsetmiyorum; güneşi bir daha görememekten bahsediyorum. Gökte yaşanan değişimin ardından, o felaket gününden sonra dünyanın "ışıkları kapanmış" ve Epikler'le beraber dünya sonsuz bir karanlığa gömülmüştür.

Epikler ise... Özel güçleri olan ve şehir yönetimlerini ellerinde tutan Epikler kitabın başlarında yenilmez bir hava yaratırken, aslında baş karakter David'in geçmişinde saklı olan bir bilgi başta olmak üzere, ilerleyen sayfalarda Epikler'in aslında öldürülebilmesinin mümkün olduğu gösteriliyor. Her bir Epik'in kendi zayıf noktası var ve bu doğrultuda yok edilmeleri mümkün. Babasının intikamını almak için Asiler grubuna katılmayı çocuk yaşından beri isteyen genç David ise, asla öldürülemez olarak görülen tek Epik'in zayıf noktasını biliyor. İşte bu bilgiyle macera daha da hızlanıyor, zira Asiler'in ve Epikler'in savaşında artık en baştaki iradeyi yok etmenin bir yolu, genç bir çocuğun dudakları arasından çıkmış bulunuyor. Babasının katilinin zayıf noktasını biliyor.


Steelheart, intikam konusunu işlerken kurguladığı dünya içinde aksiyonu bir an olsun azaltmıyor. Asiler ve Epikler arasındaki mücadeleyi bir iktidar savaşından çıkarıp, bir özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi olarak sunuyor. Bunu da bazı karakterlerinde süper kahraman klişelerini kullanarak yapıyor olsa da, ortaya çıkan akıcı, sürükleyici ve bir yandan da yer yer eğlendiren bir okuma oluyor.  

2 yorum:

mit dedi ki...

Benim de merak ettiğim ama bir türlü başlamadığım bir kitap. İncelemenizden sonra merakım iyice kabardı :) En kısa zamanda diyorum. Şey... Belki Kralların Yolu'ndan sonra. Teşekkürler.

Kareler Ve Sayfalar dedi ki...

@mit: Çok sürükleyici bir hikayesi var, okuduktan sonra yorumunuzu duymak da isterim. İyi okumalar!