11 Haziran 2014 Çarşamba

Nicholas Best "Dünyayı Sarsan Beş Gün"

Uzun zaman önce edindiğim, Nicholas Best'in "Dünyayı Sarsan Beş Gün" adlı kitabı hakkında babamla bir röportaj yaptım. Neden mi? Çünkü İkinci Dünya Savaşı, babam ve benim ortak noktalarımdan biri. Sadece saçlarımı ya da uzun boyumu babamdan almadım; bir de tarihin bu dönemine dair sahip olduğum merak babamdan geçti bana sanırım. Ne zaman İkinci Dünya Savaşı hakkında bir kitap okusam, hoop bir süre sonra o kitabı babam da okur ve beraber konudan konuya atlayarak bu tarihi gerçek üzerine konuşuruz.

Geçelim röportajımıza; iyi okumalar!


Kitabı okumaya seni iten ne oldu?
Tarih ilgimi çekiyor. İkinci Dünya Savaşı'ndaki vahşet hep aklımı kurcalamıştır. Savaş sırasında halklara yapılan işkenceler - çocuklara yapılanlar beni çok rahatsız ediyor.  Kitabı merak ettim çünkü film seçimlerim de bu yöndedir; İkinci Dünya Savaşı üzerine yapılan filmleri takip ediyorum, izliyorum. Özetle, İkinci Dünya Savaşı genel olarak ilgimi çekiyor.

Kitabın anlatımı nasıldı?
Akıcı bir anlatımı vardı. Bugünün dünyasında yaşanabilecek ve yaşanmakta olan olayları da hatırlatması bakımından önemliydi. Irak, Suriye ve Bosna'da yaşanan vahşet sık sık aklıma geldi. İkinci Dünya Savaşı'nda yapılan soykırıma uğrayanların, katledilenlerin başta Bosna olmak üzere Afganistan, Irak'ta yaşanan soykırımı sessiz kalmalarını anımsattı bana.

Yazarın Mussolini ve Hitler'i sunuş biçimi nasıldı?
Hitler ve Mussolini'nin özel hayatlarına pek detaylı girmiyor. Tarafsız bir anlatımı var. Ders çıkarmaya yönelik bir anlatımla sunuyor okuyucuya. Fakat, geçmişteki örgütlenmeleri ve taraftarlarına detaylı olarak değiniyor. Hitler'in gençlik örgütlenmesinin ne kadar zalim ve güçlü olduğu hakkında dikkat çekici ayrıntılar var. Gençlik ve parti örgütlenmesinin kraldan çok kralcı, Hitler'den daha korkunç ve sapkın düşüncelere sahip oluşlarına değiniyor. Hitler'in faşist ruhunun Almanya'nın iliklerine kadar işlemiş olduğunu gözler önüne seriyor. Bu sapkın ideolojinin son ana kadar sonsuz bir biçimde fanatiklerinin olmasına hala şaşıyorum.

Kitap tarihten hangi ilginç ayrıntıları barındıyor?
Çoğu şey zaten bildiklerimiz. Daha önce okuduğum kitaplarda da yer alan tarihi gerçeklerle burada da karşılaştım. Ancak tarafsız bakışı ve akıcı anlatımı sayesinde kitabın tamamını zevkle okudum. Konuyla ilgilenenler için verimli bir kaynak olduğunu düşünüyorum.

Kitapta seni etkileyen en çok ne oldu?
Kitabı okuyunca, tüm bu olan bitenin saf gerçek oluşuna kadar tekrar tekrar inanamadım. Böyle bir vahşetin yaşanmış olmasına ve bu zihniyete hala hayran olabilen insanların olmasını aklım, mantığım ve dünya görüşüm kabul edemiyor. Bu rezil, vahşi katliama nasıl izin verildi?
Alman faşizminin adım adım yükselmesinde ve gelişmesinde, o zamanın süper güçlerinin bu katliama göz yumarak destek vermelerini, çıkarlarına hizmet etmek amacıyla uzaktan izlemekle yetindiklerini düşünüyorum.

Teşekkürler baba. Son olarak neler eklemek istersin?
Kimse böylesine bir vahşetin gelişeceğini tahmin edemedi ve kontrolden çıkan bu ideolojinin beklenmedik karşısında tüm dünya olarak şaşırdı.

ABD ve batı emperyalizminin, Hitler faşizmini yıkmak için Kızıl dedikleri Sovyet Rusya'yı Avrupa'nın içlerine girmesine, bir nevi Avrupa'yı işgal etmesine nasıl onay verdi, bu hala kafamı kurcalayan bir soru. 

Hiç yorum yok: