Uzun
zaman önce edindiğim, Nicholas Best'in "Dünyayı Sarsan Beş Gün" adlı
kitabı hakkında babamla bir röportaj yaptım. Neden mi? Çünkü İkinci Dünya
Savaşı, babam ve benim ortak noktalarımdan biri. Sadece saçlarımı ya da uzun
boyumu babamdan almadım; bir de tarihin bu dönemine dair sahip olduğum merak
babamdan geçti bana sanırım. Ne zaman İkinci Dünya Savaşı hakkında bir kitap
okusam, hoop bir süre sonra o kitabı babam da okur ve beraber konudan konuya
atlayarak bu tarihi gerçek üzerine konuşuruz.
Geçelim
röportajımıza; iyi okumalar!
Kitabı
okumaya seni iten ne oldu?
Tarih
ilgimi çekiyor. İkinci Dünya Savaşı'ndaki vahşet hep aklımı kurcalamıştır.
Savaş sırasında halklara yapılan işkenceler - çocuklara yapılanlar beni çok
rahatsız ediyor. Kitabı merak ettim
çünkü film seçimlerim de bu yöndedir; İkinci Dünya Savaşı üzerine yapılan
filmleri takip ediyorum, izliyorum. Özetle, İkinci Dünya Savaşı genel olarak
ilgimi çekiyor.
Kitabın
anlatımı nasıldı?
Akıcı
bir anlatımı vardı. Bugünün dünyasında yaşanabilecek ve yaşanmakta olan
olayları da hatırlatması bakımından önemliydi. Irak, Suriye ve Bosna'da yaşanan
vahşet sık sık aklıma geldi. İkinci Dünya Savaşı'nda yapılan soykırıma
uğrayanların, katledilenlerin başta Bosna olmak üzere Afganistan, Irak'ta
yaşanan soykırımı sessiz kalmalarını anımsattı bana.
Yazarın
Mussolini ve Hitler'i sunuş biçimi nasıldı?
Hitler
ve Mussolini'nin özel hayatlarına pek detaylı girmiyor. Tarafsız bir anlatımı
var. Ders çıkarmaya yönelik bir anlatımla sunuyor okuyucuya. Fakat, geçmişteki
örgütlenmeleri ve taraftarlarına detaylı olarak değiniyor. Hitler'in gençlik
örgütlenmesinin ne kadar zalim ve güçlü olduğu hakkında dikkat çekici
ayrıntılar var. Gençlik ve parti örgütlenmesinin kraldan çok kralcı, Hitler'den
daha korkunç ve sapkın düşüncelere sahip oluşlarına değiniyor. Hitler'in faşist
ruhunun Almanya'nın iliklerine kadar işlemiş olduğunu gözler önüne seriyor. Bu
sapkın ideolojinin son ana kadar sonsuz bir biçimde fanatiklerinin olmasına
hala şaşıyorum.
Kitap
tarihten hangi ilginç ayrıntıları barındıyor?
Çoğu
şey zaten bildiklerimiz. Daha önce okuduğum kitaplarda da yer alan tarihi
gerçeklerle burada da karşılaştım. Ancak tarafsız bakışı ve akıcı anlatımı
sayesinde kitabın tamamını zevkle okudum. Konuyla ilgilenenler için verimli bir
kaynak olduğunu düşünüyorum.
Kitapta
seni etkileyen en çok ne oldu?
Kitabı
okuyunca, tüm bu olan bitenin saf gerçek oluşuna kadar tekrar tekrar
inanamadım. Böyle bir vahşetin yaşanmış olmasına ve bu zihniyete hala hayran
olabilen insanların olmasını aklım, mantığım ve dünya görüşüm kabul edemiyor.
Bu rezil, vahşi katliama nasıl izin verildi?
Alman
faşizminin adım adım yükselmesinde ve gelişmesinde, o zamanın süper güçlerinin
bu katliama göz yumarak destek vermelerini, çıkarlarına hizmet etmek amacıyla
uzaktan izlemekle yetindiklerini düşünüyorum.
Teşekkürler
baba. Son olarak neler eklemek istersin?
Kimse
böylesine bir vahşetin gelişeceğini tahmin edemedi ve kontrolden çıkan bu
ideolojinin beklenmedik karşısında tüm dünya olarak şaşırdı.
ABD
ve batı emperyalizminin, Hitler faşizmini yıkmak için Kızıl dedikleri Sovyet
Rusya'yı Avrupa'nın içlerine girmesine, bir nevi Avrupa'yı işgal etmesine nasıl
onay verdi, bu hala kafamı kurcalayan bir soru.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder