25 Ağustos 2016 Perşembe

Iain Banks "Eşekarısı Fabrikası"

Bu kitabı okuyalı uzun zaman oldu ama hakkında ne yazacağımı bilemedim. Bu da kötüler gibi bir ifade olmuş olabilir ama alakası yok. Tam tersi, çok sevdim. Ama ne yazacağımı nasıl ifade edeceğimi bilemedim. Hala da bilemiyorum. O yüzden ilk paragrafta beklentilerinizi düşürmek istedim. Eğer bir beklentiniz varsa. Ki bence olmaması ihtimali elemeye gelmez.

16 yaşındaki Frank Cauldhame'in hayatı kendi ağzından aktarılıyor. Ancak herhangi bir gençlik romanı ile uzaktan yakından alakası yok. Fabrikasyon young-adult kurgular patlak vermeden yıllar önce yazılmış olan Eşekarısı Fabrikası bence tam da bu yüzden içindeki kahraman olmayan kahramanın anormalliğiyle benzeri pek olmayan bir kitap.

Babasıyla beraber, alışılmışın dışında bir hayat süren Frank, artık pek yalnız kalamayan, yalnız kalmayı bilmeyen, yalnızken ne yapacağını şaşıran günümüz çocuklarından pek farklı biçimde kendi kurgularının kahramanı olabilen ve yine günümüzde artık denk gelemediğimiz oynayan çocuğun kendi icadı olan oyunları ile günlerini geçiriyor. Fakat bu oyunlar alışılagelenin ötesinde; şiddet seviyesi hayli yüksek, ölümün ne olduğundan bihaber çocukların aksine ölümü de işkenceyi de savaşı da, tüm korkunçluğunun idrakı ardından içeren oyunlar. Dediğim gibi, Frank alışılmışın dışında bir karakter.

Hikaye boyunca gizemini koruyan birçok nokta var; Frank neden babası ile yaşıyor? Annesi nerede? Frank'ın girmesinin kesinlikle yasak olduğu evdeki o odada babası ne yapıyor? Frank'in kapatıldığı yerden kaçan kardeşi yaklaşıyor mu? Yaklaştığında ne olacak? Ve Frank'te, yazarın farklı şekillerde değindiği gizemli bir nokta var; bu ne? 

Anormal bir karakterin anormal hayatı. Bu yüzden çok beğendim. Bence sonu, yani gizemin çözüldüğü kısım çok üstünkörü, çabucak, aceleyle bağlanmış gibi geldi. Bundan linç yer miyim? Bence yemem. Dediğim gibi, ilk paragrafta beklentilerinizi bi kenara bırakın demiştim. Zira hikayenin sonu, bambaşka bi toplumsal gerçekliğin çok güzel bi eleştirisini yapıyor. Şu an Iain Banks eleştiriyorum böyle bi hadsizlik olamaz ya.

Okurken aklıma Tideland adlı film geldi. Frank'in bir oyun arkadaşı olsa bu kesinlikle Jeliza Rose olabilirdi. Tideland'daki ev, evin olduğu yer, evin içi, çocuğun ruh hali, tavırları.... Eşekarısı Fabrikası ile çok ortak noktası var. En azından benim için. Okurken gözümde canlandırdığım mekanlar o filmle çok örtüştü çünkü. 

Neyse. Yazı bu kadar olsun. Ne yazacağımı cidden de bilemiyormuşum. Adı geçen film ve bu kitap tavsiyedir. 

2 yorum:

Yurdagül Çelik dedi ki...

+1 tuşunu bulamadım.Önerecektim :(

Kareler Ve Sayfalar dedi ki...

@ daha mutlu yaşam: Merhaba, paylaş butonu değil mi o?