23 Ekim 2020 Cuma

Yrsa Sigurdardottir "DNA"


Okuduğum ilk İzlandalı polisiye yazarlardan biriydi Yrsa Sigurdardottir. Hiç tanımadan bazı insanları çok sevimli, tatlı bulur ya insan bazen, kendisine dair böyle hislerim de var. Takip ettiğim kadarıyla sevimli bir insan, yazarlığının yanında böyle bir ek ile başlamak istedim.

Kareler ve Sayfalar Soğuk Diyar Polisiyesi (Özel) Turu yine İzlanda'da. Yrsa Sigurdardottir'in Children's House serisinin ilk kitabı DNA. Goodreads beni yanıltmıyorsa altı kitaptan oluşan bir seri. Devam edip etmeyeceğini bilmiyorum. İlk kitabın, yani DNA'nın çıkış tarihi ise 2014.

Keşke ben yazsaydım dediğim kitaplardan biri oldu; girişte hemen bunu söylemek isterim. Sonunu tahmin etmek, katili ve cinayet nedenini bulabilmek çok mu zordu derseniz, hayır. Bu kitapta beni vuran kurguda işe yaramaz tek bir detay bile olmaması. İşe yaramaz detayların olmaması ise kurguyu tertemiz bir hale getirirken asla basitleştirmemiş (kolay manasında basitten bahsediyorum). Ne gizemden ne şaşırtmacalardan eksik kalmış, buna karşılık yine de sonuna dair net birkaç tahmini okurun yapabilmesi mümkün. Acaba diyorum daha da mı gizleseydi? Okur için biraz daha ters köşe bir son mu planlasaydı? Dikkatsiz okursanız her durumda ters köşe olacağınıza inanıyorum, o ayrı. Ancak daha da dolambaçlı hale getirse, kendi adıma ben finalde kalakalsam belki daha da severdim. Buna rağmen çok beğendim. Yazarın diğer bir serisi vardı, onunla bu romanı kıyasladım da, yazarın kendisini ne kadar geliştirdiğini görmek hoşuma gitti. Ortalama bir polisiyeyi yazmanın ardından takdir etmemenin mümkün olmadığı bir polisiyeye yol almış. 

Konu ne derseniz, bildiğiniz canilik seviyelerinin hepsine uyacak bir cinayet işleniyor. Katledilen kadının olay anında evinde bulunan iki çocuğu uykuda, üçüncüsü ise olaylara tanık oluyor. Ancak hayatta kalıyor; ağzından laf almak, olay gecesine dair küçük kızdan bilgi almak zorlayıcı bir süreci başlatıyor olsa da minik bilgi kırıntılarından ilerlemeye başlıyor polis. Bu arada yayınevini yadırgadım; kitabın arkasında kızın bir daha asla konuşmadığı yazıyor. Editör görmedi mi acaba bu hatayı, anlamıyorum? Kız konuşuyor arkadaşlar, nerede "bir daha asla konuşmadığına" dair bir şey var?

Polise gelirsek. Bu seri, tahminim beni yanıltmıyorsa bir dedektif ve sosyal hizmetlerden bir karakterin birlikte yer aldığı bir seri: Dedektif Huldar ve Frejya. 

İki karakter de çok canlı, hayatlarına dair detaylar da abartılmadan ama gereken işlevi görecek, yani karakterleri tanımamızı ve kitap kapandığında tahminen şimdi ne yapacaklarını şöyle bir tahmin edebilceğimiz kadar yakın halde.

Kesinlikle tavsiye edebileceğim bir soğuk diyar polisiyesi. 

Hiç yorum yok: