3 Aralık 2013 Salı

Fabio Moon - Gabriel Ba "Güngezgini"

Hayatınız kötü giderken yanı başınızda duran birbirinden güzel kitaplar, okunmayı bekleyen onca satır bile bir gelecek sunmaz, mutlu etmez, umut yaratmaz.

Yine de bir anlık içinizdeki duygusuzluğun yardımıyla elinizi bir kitaba atarsınız ve kitap bittiğinde içinde olduğunuz durum size ya da daha iyi ya da daha kötü görünmeye başlar; belki sadece gerçeği sunar. Özetle, demek istediğim, iyi bir kitap mutlaka bir şeyleri değiştirir.

Orijinal adı Daytripper olan Güngezgini, Çizgi Düşler tarafından henüz yeni dilimize kazandırılan bir çizgi roman. Okumayı, kitaptan haberim olduğu andan beri sabırsızlıkla bekliyordum. En sonun da dün kendisine kavuştum ve herhangi bir şeye bırakın odaklanmayı, herhangi bir şeyi bile umursamadığım bir anda okumaya başladım. Dediklerinden, anlatılanlardan daha da etkileyici geldi.

İkiz kardeşler Fabio Moon ve Gabrial Ba imzasını taşıyan bu mükemmel çizgi romanda bizleri karşılayan, Bras de Oliva Domingos adlı baş kahramanımız. Kendisi, başarılı bir yazar olan babasının neredeyse gölgesinde olan ve yazar olmak için çabalayan, ancak hayatını gazetede ölüm ilanları yazarak devam ettiren bir genç adam. Bras’nın hayatının farklı dönemlerine ve farklı olasılıklar dünyasına göz attığımız her bir bölüm, her bir ayrı hikaye bizim için aslında ayrı bir son da sunuyor zira her bölümün sonunda Bras ölüyor.

Farklı yaşlarda, farklı durumlar içinde sonlanan hikayelerin her biri birbirinden etkileyici. Tıpkı Bras’nın yaptığı iş gibi, kitap boyunca ölüm sizi sarıp sarmalıyor. Bunu korkutucu ya da ürkütücü bir şey olarak söylemiyorum zira bir aşkın yeşermesi, bir çocukluk anısı, saklambaç oynarken yaşanan ilk öpüşme, baba olmanın heyecanı, gençliğin heyecanı ve umutlarıyla dolu bir insanın hayatı keşfetmesi gibi aslında iç ısıtan ve neredeyse tatlı diyebileceğimiz bir çok hikayede ölümün gerçeğinden kaçamadığınızı görüyorsunuz. Ve bu, birbirinden çarpıcı sonlarla kendisini sizlere sunuyor.

Oldukça etkilendim.

Ölüm üzerine sürekli düşünen ben, çizimlerine mi renklendirmesine mi yoksa hikayenin mükemmelliğine mi hayran kalsam bilemedim. Güngezgini, normal bir hayatın içinde saklı olasılıkların her birini aynı sonda buluşturmaktan ziyade, bir insanın hayatındaki farklı dönemleri de başarıyla yansıtıyor. Bunu da bir çizgi romanda daha mükemmel nasıl anlatabilirlerdi bilemiyorum.

Kitabı yeni okumanın verdiği heyecanla bunları yazdığımı düşünmeyin, gerçekten çok etkileyici. Dediğim gibi dünya umrumda değil ve şu an sizlere bir kitabı övmek için çaba harcıyorum, aslında sadece gerçeği vurguluyorum.


Atlamayın Güngezgini’ni. Şiddetli tavsiyedir. 

Hiç yorum yok: