5 Aralık 2013 Perşembe

Neil Gaiman "Sandman - Düş Ülkesi"

Sandman serisinin üçüncü kitabı olan Düş Ülkesi, sanırım şu ana kadar seride okuduğum ve en çok beğendiğim kitap oldu. Diğer kitapların aksine Ebediler’i, özellikle Morpheus ve Ölüm’ü pek az gördüğümüz bu kitaptaki hikayelerin her biri de birbirinden hayli bağımsız.

Yazamayan bir yazarın, ilham perisini başka bir yazardan alması ve tutsak tutulan ilham perisinin özgürlüğüne kavuşma çabasının anlatıldığı ilk öykü “Calliope”, yazamayan yazar fikri ile beni bugünlerde içinde olduğum sıkıntıdan olsa gerek çok etkiledi. Yani yazamayan bir yazarın yazabilmek adına ruhunu şeytana satması (tabir) ya da bir ilham perisini tutsak etmesi gibi uç şeyleri ancak NEDEN YAZAMIYORUM LAN  diye düşünen bir yazardan iyi kim hissedebilir… Ama elbette bir periyi zorla küçük evimde hapsetmek gibi manyak emellerim yok. Elbet bir gün O SON BÖLÜM DE YAZILACAK. Değil mi?

İkinci bölüm “Bin Kedinin Düşü” ise kedi sahiplerinin hemen tanıyacağı bir hikaye bence. Kedilerin bakışlarından, tavırlarından “dünyanın efendisi olma” ideasını okumuşsanız, bu hikayede sizleri çekecek bir dolu detay var.

Üçüncü hikaye, The World Fantasy Award sahibi “Bir Yaz Gecesi Rüyası” Sheakspeare göndermeli ve Morpheus’un diğer kitaplardan –yanılmıyorsam- hatırladığım bir vaadinin karşılığını aldığı bölüm.

Son hikaye “Maske” ise bir cilt hastalığı yüzünden hayata küsen, ölemeyen ve yaşamaktan bıkan bir kadının acıklı hikayesi. Ebediler’den Morpheus hariç bir karakteri ilk ve son olarak bu hikayede görüyoruz kitapta; Ölüm.

Düş Ülkesi’nin sonunda Neil Gaiman’ın ayrıca yazdığı bir senaryo da bulunuyor, eklemekte fayda var.


Sırada serinin dördüncü kitabı “Sisler Mevsimi” var, artık işsiz güçsüz bir yazar olduğumu göre bir hafta içinde onu da rahatlıkla okuyup, yorumlarımı blog’da paylaşırım.

Hiç yorum yok: