27 Şubat 2016 Cumartesi

Arthur Asa Berger "Durkheim Öldü!"

Geçen hafta içi Durkheim Öldü'yü okudum. Aslında okumak aklımda yoktu; daha sonra okumayı planladıklarımdan biriydi ama son zamanlarda roman okuma ve blog'a kitapların yazılarını ekleme konusunda kendi planlarıma maalesef uymadığım için, sıkışık bi günde birkaç saati bu kitaba ayırdım. Hem ders çalışırken bir süre sonra gözlerimin önünde ve kafamda oluşabilecek "mavi ekran"dan kurtuldum, hem de bu sürükleyici kurguyu okumuş oldum.

Arthur Asa Berger bir akademisyen; edebiyat, felsefe ve iletişim alanında çalışmaları var. Durkheim Öldü adlı kitabında ise sosyolojinin akla gelen ilk isimlerinden çoğunun dahil olduğu bir kurgu ile Sherlock Holmes ve doğal olarak Watson'ın da dahil olduğu bir hikaye anlatıyor. Bu roman, bir yandan Holmes'un varlığının sebebi olarak hem bir gizemi aydınlatan hem de kitapta yer alan düşünürlerin fikirleri hakkında konuyla ilgilenenler ya da aslında ilgilenmeyenler için bile kısa bilgileri, hikayeye yedirerek veren bir roman.

Olaylar 1910 yılında, Londra'da geçiyor. Sosyal teori alanında dönemin öne çıkan isimlerinin katılacağı bir konferans öncesi yapılan bir davette çıkan bir kavga ve sonrasındaki gelişmeler bir polisiyeye dönüşüyor.

Max Weber, Emile Durkheim, Beatrice Webb, Georg Simmel, Vladimir Lenin, W.E.B. Du Bois gibi sosyal teori alanında çalışan düşünürlerin yanında Sigmund Freud da romanın karakterlerinden biri.

Her bir düşünürün kendi fikirleri, Sherlock'un ortadaki gizemli durumun (durumu anlatmak istemiyorum ki kitabın tadı kaçmasın) aydınlatılmasında Watson ile her bir düşünürü sorguladıkları anlarda okura sunuluyor. Çok uzun bir kitap değil; ancak her bir düşünür hakkında fikir sahibi olmaya yetmeyeceğine dair bir şey söylemek de anlamsız. Zira ilk akla gelen düşünceleri kitapta yer yer alıntılarla veya karakterlerin konuşmalarında veriliyor.

Kitabın başında her bir düşünüre dair bilgilendirme; kitabın sonunda ise bir kaynakça, her bir düşünürün eserlerinden birkaçına dair bilgi ve romanda geçen, bahsi geçen isimlerle akla gelen terimler için de bir sözlük mevcut.

Sosyolojik polisiye; sonundaki sürprizi de güzel. Yazar oldukça fazla ipucu vermiş ve gizem kısmen sonuna yaklaşmadan bile çözülebilecek şekilde ama yine de "Neden?" sorusunun cevabı sonda açıklanıyor.

Tavsiyedir.

Hiç yorum yok: