8 Ekim 2016 Cumartesi

Jacques Derrida "Çile"

Jacques Derrida'nın "Çile", "İsim Hariç" ve "Khora"dan oluşan üçlemesinden bir kitap Çile. Çile kelimesi ve Derrida okumak üzerine yapabileceğim ve muhtemelen daha önce yapılmış olanların daha az gülüneni ve daha az anlaşılanı olarak ortaya çıkacak olan espiriler mevcut ancak o espirileri yapmayı düşünmüyorum.

Derrida, çözümlemenin iki tarafı olarak oyuncu ve çözümleyiciyi üzerinden bir analize giderek yapıtın arasında olduğu bu iki tarafın keskin sınırlardan yoksun olduğunu vurgulayarak başlıyor. Şöyle ki, Derrida'ya göre keskin bir sınır olsaydı eğer, bu çözümleme sürecinin gerektirdiği ritüel de ortada olmazdı. Bahsettiği sınır ve tarafları, eleştirel bir okuma üzerinden düşünebiliriz. Hatta ona göre eleştirel olmayan ve eleştirel olan, aynı anda varolabilir de.  Ancak bu noktada ritüel içerisindeki gizin sorumluluğunu çözümleyiciye atfediyor.

Sorumluluğa getirdiği açıklamada ise Derrida "bir başkası için, ötekinin yerine, onun adına ya da bir başkası olarak kendi adına, başka bir öteki ve öteki'nin bir başkası önünde yüklenilmesi gereken bir şey olduğu"nu vurguluyor. 

Giz üzerinden ilerleyen yazar, gizin varlığının zaten üzerindeki perdenin kalkamayacağı bir halde oluşu şeklinde ifade ederek, zaten hiçbir şekilde tezahürü olmadığına değiniyor. Bu yüzden gizin her zaman var olması ve anılmasına rağmen hiçbir zaman bozulmayacak bir yapıda olduğu çıkarımı yapıyor.  

Esere adını veren "çile" ise bu noktada karşımıza çıkıyor. Derrida giz ve çile arasındaki bağlantıyı açıklıyor; gizin varlığı çileye, çilenin varlığı ise gize muhtaçtır. Edebiyatın içindeki kendisine has gizinin içinde her şeyi söyleme hakkının varlığını da bu noktadan hareketle anlatıyor. 

Her şeyi söyleme hakkıyla beraber edebiyat ve demokrasi arasında kurduğu ilişki de bu ilişkiden temel alıyor; demokrasinin varlığı edebiyatın varlığına, edebiyatın varlığı ise demokrasinin varlığına bağlıdır diyor Derrida. Her ikisinin de koşulsuz değerler olarak görülebilmesinin mümkün olduğunu ve bu yüzden de vazgeçilebilir nitelik barındırdıklarını belirten yazar, bu bağımlı ilişkinin her ikisini de ayrılmaz kıldığını ifade ediyor. Hiçbir çözümlemede bunu ayıracak gücün olmadığını belirterek, edebi yapıtın sansüre maruz kalmasının demokrasi üzerinde yaratacağı tehlikeye işaret ediyor.

Yazı pek kısa oldu, daha ekleme yapabilirim aklıma geldikçe. Bir ihtimal. 

Hiç yorum yok: