29 Ekim 2022 Cumartesi

Jo Nesbo "Oğul"

Kareler ve Sayfalar Soğuk Diyar Polisiyesi (özel) Turu bugün hızlı çıktı. Birkaç gönderiyle daha devam edelim. Jo Nesbo'dan başlamışken ara vermeden "Oğul"a geçelim.

Bu kitaba yanılmıyorsam 2017'nin Nisan ayında başlamıştım, o zaman Türkçe'ye çevrilmemişti. Ama elimde yedek Nesbo kitabı kalmadığı için kendimi tutup okumayı bırakmıştım. Yedekte şu an Nesbo kitabın var mı derseniz, evet var. Bir adet ama. Yeni bir tane daha yazsın, onu okur, peşine bir diğerine yedeğe alırım. Gerçekten sevdiğim yazarların kitapları bitmesin istiyorum ne yapabilirim.

Oğul'a dönelim. Roman, hiçbir seriye ait değil. Kendi-başına olan Nesbo romanlarından biri. Sonny Lofthus'la tanışarak başlıyoruz romana. Sonny kimdir? Başkalarının suçlarını üstlenmesi karşılığında kendisine temin edilen *madde*ye erişebilmek adına yıllardır hapishanede olan bir suçlu ya da sadece ağır bir bağımlı. Babasının ölümü ardından rayından çıkan hayatı hapishanede, bir bağımlı olarak yaşamasıyla sonuçlanan Sonny, günün birinde babasının ölümüne dair gerçek sandığı şeylerin yalan olduğunu öğrendikten sonra intikam almaya ve olayları çözmeye karar veriyor. Oğul'un hikayesi de böyle başlıyor. Bir yandan Sonny'nin kırılgan suratının altında yatan güçlü insanla tanışıyoruz, bir yandan da onun peşinde olan iyiler ve kötülerle. 

Sonny'ye yardım etmeye çalışanlarla Sonny'yi yok etmeye çalışanlar arasındaki kovalamacaya, 18 yaşında girdiği hapishaneden neredeyse 15 yıl sonra çıkan bir adamın tanımadığı bir dünyada önünü görüp hedefine ulaşırken karşılaştığı sıradan ama nedense bana dokunaklı gelen olaylarla ilerliyor roman. 

Ana karakter Sonny ancak anlatıcımız o değil, aslında ana karakterler demek daha doğru olur zira Simon Kefas karakteri de üzerine soğuk diyar polisiyelerinin klişelerinin kullanılmasına rağmen üzerinde hiç sırıtmadığı bir polis. 

Çürümüş bir sistemin açıklarına, ayakta kalmaya çalışan bir sistemin can çekişmesine tanık oluyoruz. Gerçekten kovalamaca tadında ilerleyen bir polisiye, Nesbo'nun genelde de kurguları böyle yüksek tempolu olur, tam o hesap, sabah kitabı elinize alıp dünyadan el ayak çekseniz akşama kadar o koltuktan kalkmadan bitirebilirsiniz. Gereksiz hikayelerin sıkıcılığına, hızlı kurguların yer yer düştüğü yüzeyselliğe hiç temas etmemiş, usta bir yazarın yazdığı polisiye olduğu belli, klişeleri kullandığında okuru itmeyen bir roman. Sonu bilinmezlikleriyle şoke edecek bir hikaye olmasa da, dediğim gibi, iyi polisiye arıyorsanız tavsiye edebileceğim bir soğuk diyar polisiyesi.

Hiç yorum yok: