13 Aralık 2022 Salı

Michael Hjorth & Hans Rosenfeldt "Dark Secrets"

Kareler ve Sayfalar Soğuk Diyar Polisiyesi (özel) turu, 2022'nin son kitaplarıyla devam ediyor... Böyle bir giriş havalı durur diye düşündüm ve durmadı. İsveç'ten, daha önce yer vermediğim ve okumadığım iki yazarın eseriyle devam ediyor ama tur. "Dark Secrets".

Sebastian Bergman serisindeki ilk roman olan bu kitabı seçme nedenim, Rosenfeldt'in bana göre dünyanın en iyi polisiye dizisi olan Bron'ün yaratıcılarından olması. Bron'ün ilk üç sezonunun yerini alabilecek bir kurgu ekranlarda asla olmayacaktır benim için. Öyle severim. O nedenle kitabı da bulunca kaçırmadım, okudum.

Seriye adını veren karakter Sebastian Bergman, suçlu profili oluşturmakta uzman bir psikolog. Roman, Sebastian'ın hayatında yeni bir dönemin başlamasıyla açılıyor aslında. Cinayetten önce buna değinmek istedim. Oldukça hızlı bir gençlik yaşamış, tek gecelik ilişkilerinin sayısını bilmeyen, kendisini fazlasıyla beğenmiş, sivri dilli Bergman, ailesinden hayatta kalan son kişi olan annesinin ölümü üzerine, cenazenin ardından annesinden kendisine kalan evi satışa çıkarmaya Vasteras'a gidiyor. Ailesiyle uzak, soğuk, hatta bitmiş ilişkilerinin ardından yalnızca bir an önce evi satıp geri dönmeyi düşünen Bergman, hayatındaki kayıpların acısıyla etrafa karşı sivri diliyle ve umursamazlığı bir duvar örmüş gibi, uzak, mesafeli ve çoğu zaman itici davransa da işlenen bir cinayet, planlarını ve hayata karşı tavrını biraz değiştirmeye başlıyor. O sırada annesinden kalanları gözden geçirirken, yıllar önceden kalan bir mektuptan öğrendiği bir bilgi nedeniyle de aslında biraz şoke oluyor. Umutsuz, karanlık, soğuk hayatında yeniden bir ışık bulacakmış gibi, bir ihtimale tutunmasını görüyoruz aksi Sebastian'ın. 

Öte yandan aynı dönemde 16 yaşındaki lise öğrencisi Roger Eriksson'un kalbi sökülmüş halde bulunuyor. Eskiden Vasteras'ta beraber çalıştığı polis arkadaşlarıyla soruşturma sürecinde tesadüfen karşılaşan Bergman, mektuptaki bilgiyi doğrulayabilmek için polisin kaynaklarını kullanabileceğini düşünerek, tamamen kendi amaçları doğrultusunda kendisini biraz da ekibe dahil ettiriyor. 

Bir yandan Bergman'ın hayatındaki dramı izlerken, diğer yandan vahşi bir cinayetin, 16 yaşında öldürülen Roger'ın katilinin peşine düşüyoruz. İtibarını kaybetme korkusu yüksek bir lisenin dışlanmış öğrencisi Roger'ın kendisini var etme mücadelesinin haricinde, aslında ne kadar "tanınmadığını" görüyoruz. Dark secrets kısmı da buralarda saklı zaten. 

Öldürülenin kim olduğunu anlamadan cinayet nedenini anlamak imkansız olduğundan, yazarlar gittikçe sisleri dağıtmaya başlıyor. Romanda hemen her karakteri yakından görüyoruz; hepsiyle tanışığız, hepsinin yanından yazıyor yazarlar. Bron'ü izlediyseniz, çok benzer demek istediğim. Hangi rolde olursa olsun karakterlere yakındık; bu romanda da öyle. Haliyle ortada birçok sır ve puslu konu var. Eleyerek ilerlemeye çalışıyoruz okurken. Merak unsurunun birden fazla noktada sürekli diri tutulması nedeniyle sanırım, roman çok hızlı ilerliyor. Yüzeyselleşmeden, tadında, yan karakterlerin hikayeleriyle sıkmayan biçimde yapıyor bunu da.

Bron'ü andığım için eklemek istediğim noktalar var; mesela kesinlikle cinayet nedenini okura en başlarda veren bir ipucu var. Öyle bir ipucu ki, birden nedenin ortaya çıkmasıyla katile de sizi götürüyor. O ilk ipucunu fark ederseniz, gerisi sizin için itirafı beklemeye kalıyor. Ama romandaki tek merak unsuru bu olmadığı için, romanın sonunu sıkılarak beklemiyorsunuz. Karakterlerin her birine dair bulacağınız bir cevap olduğu gibi, Bergman'ın peşine düştüğü bilginin akıbetini de merak ediyorsunuz. Nedense yazarlar o konuyu da fazla sezdirmiş gibi geldi, finali şoke etmedi beni o konunun da. 

Nedense, çok daha beklenmedik bir cinayet nedeni, katil bekliyordum. Ama tavsiye edebileceğim, sürükleyici bir soğuk diyar polisiyesi. Diğer kitapları da okurum o yüzden.

Hiç yorum yok: