20 Ağustos 2023 Pazar

Lucy Foley "The Guest List"

Kareler ve Sayfalar mekansal kısıtlılık içeren polisiyeler özel serisi mi yapsaydım acaba. Yine Agatha Christie'nin "and there were none"ından ilham almış, yine bir ıssız adada hesapların kesildiği gerilim romanından bahsedeceğim çünkü: İlk kez okuduğum bir yazar olan Lucy Foley'den "The Guest List".

Ünlü bir blogger ve ünlü bir tv programcısı/sunucusu, evlenmek için özel günlere ev sahipliği yapan, küçük ama pahalı bir yer seçerler. Issız bir adada, evli bir çiftin işletmecisi olduğu yerde tüm konuklar toplanır. Bir kısmı da düğünden bir gün önce gelerek aynı yerde konaklar. İşte biz, bu gece de konaklayacak olanların adaya doğru gelmesiyle başlıyoruz olayları okumaya. Konuklar yavaş yavaş geliyor, her gelen konuğun hayatında bir dram olduğunu seziyoruz. Gelin ve damat tarafından az sayıda yakın arkadaştan oluşan bu ekip, birbirini önceden tanımayan birkaç kişiyi de kapsıyor, damadın yatılı okuldan manyaklıklarını geleneğe çevirdikleri bir okuldaki arkadaşlarını da. 

Genelde yatılı okul demek gerilim romanlarında bela demektir bu arada, bunu asla unutmayın. Bunu "ehehehe" diye bitirmek isterdim ama ayrıca bir cümle olarak eklemeyi seçtim.

Neyse, çok gözde, göz alıcı duran çift ve arkadaşlarından bazılarının, bir de işletmeci kadının anlatıcılar arasında olduğu romanda yer yer dışarıdan da baktığımız bölümler var; olaylar zamanda ileri geri akarak ilerliyor. Düğün pastası kesilirken birden ışıkların gitmesi, olayların kırılma noktası. Bu olayın öncesindeki farklı zaman dilimlerine, ancak yine de yalnızca hafta sonu içinde kalarak tanık oluyoruz. İçlerinden biri öldürülüyor. Kimin öldürüldüğünü de romanın başında bilmiyoruz. Zamanla açığa çıkacak olan şey ise, her konuğun öldürmek için bir nedeni olduğu.

Bir kırılma noktasına, açıklamaya her karakteri kendisinden dinledikçe daha da yaklaşıyoruz. Birçok bilinmezin hayatlarını doldurduğu karakterlerin içinde daimi bir intikam, acının hesabını sorma güdüsü var. Romanda, düğünü çevreleyen duygu bu; intikam. 

Bana fazlasıyla zorlama gelen yön ise karakterlerin nefret ettikleri ortak "şeyin" karşılarına nasıl olup da çıktığı. Ancak bu bir roman, sadece kurgularda olacak tesadüfler benzeri tesadüfler olmasa, içlerinden birinin öldüğü bu romanda katilin de cinayet nedeninin de açıklaması olmayabilirdi. 

İntikam duygusunun baskınlığı da Agatha Christie'yi çağrıştırdı. Onun da bazı romanlarında çok sert bir intikam arzusu baskındır. Her cinayet intikam için işlenmiyor onun romanlarında malum, bu nedenle intikamı işledikleri ayrıca ilgimi çeker. The Guest List'teki olayların iskeleti de karakterlerin hemen hepsine sinmiş, geçmişin yüküyle ağırlığını her daim hissettirmiş intikam duygusu.

Bir günde okunabilecek bir kurgu, özellikle bölümlerin kısalığı romanı çok akıcı hale getirmiş. Tavsiye edebileceğim bir polisiye.

Hiç yorum yok: