Belki herkes
bir kez, İsa gibi "Neden beni terk ettin?" diye sormuştur.
Umutsuzluğun ve mutsuzluğun tavan yaptığı günlerde insanın kendi sesini duyan
hiç bir şey olmadığını düşünmesi benim gözümde oldukça normal ve insani.
Yaşanan hayalkırıklıkları
kalbinize kadar saplandığında, her şeye olan inancınız yitmesi gibi; arkadaşa,
aileye, sevgiliye, oy verdiğiniz siyasi partiye ya da dine, ya da Tanrı'ya...
Burada derin
bir sorgulamaya girmek gibi bir niyetim yok, kaldı ki dünya üzerinde insanların
ne düşündükleri beni artık ilgilendirmediği gibi, bireysel sonuçlara yol açan
toplumsal ya da dünyevi, diyelim felaketler haricinde toplumla beni ortak
paydada buluşturabilecek bir şey de kalmadı.
Neyse, neden
bunları yazdığıma dönebiliriz.
Craig
Thompson'ın kendi hayatından yola çıkarak yazdığı Blankets, Hıristiyan bir aile
içinde yetişen bir çocuğun yetişkinliğe doğru aldığı yolda yaşadıkları ve
gittikçe Hıristiyanlıktan uzaklaşmasını konu alan bir çizgi roman.
Haliyle,
yazıya giriş yapmaya çalıştığım satırlar da bu sebeple sizinle buluştu.
Thompson'ın
hikayeyi anlatış biçimdeki saflık ve çocuksu yan, dönemlere yansıyan ve yaşının
gereğince büründükleri hava gerçekten tatlı. Hani iç acıtan tatlı olur ya, yer
yer öyle. Özellikle ilk aşkıyla ilgili yaptığı samimi itiraflar ve duygularının
yoğunluğu, belki okurken sizin de gözlerinizin dolmasına sebep olabilecektir.
Haricinde,
elbette vurgulamaya çalıştığım asıl şey gibi, irdelenen asıl konu Hıristiyanlık
inancı ve Tanrı kavramı. Cennet ve cehennem kavramları üzerine sıkça
sorgulamaya giren yazar, bunu yer yer kendi içinde yaparken, bazen de
karakterler üzerinden okuyucuya sunuyor. Başkalarının gözüyle sunduklarına daha
sonra kendi gözüyle, kendi çizgileriyle ve yorumuyla bakabiliyoruz.
Uzun bir çizgi
roman ancak kendimi o kadar kaptırdım ki bir günden az bir sürede bitti. Ayrıca
zor okunan değil, hızla ve kolay okunan bir eser Blankets.
Etkileyici
bir büyüme hikayesini ve dünyayı idrak hadisesini Thompson'ın çizgileriyle
okuma zevkini yaşamak isteyen herkese öneririm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder