27 Ağustos 2014 Çarşamba

Ned Beauman "Boksör Böcek"

Ned Beauman adıyla ilk kez  2012 yılında karşılaştım sanırım. O zamanlar, şu ana kadar çalıştığım tüm iş yerleri içinde tek sevdiğim ajans olan reklam ajansında staj yapıyordum. Bana kitaptan bahseden, beni işe alan kişiydi. Kitabı okumaya yeni başlamıştı ve bana anlattıkları da anında ilgimi kitaba yöneltmeme yetmişti: Agartha, Thule, İkinci Dünya Savaşı... Blog'u takip edenleriniz varsa, daha önce de onlarca kez belirttiğim gibi İkinci Dünya Savaşı ve Nazizm içerisindeki ezoterik detaylar, her ne kadar dünya tarihinde kara bir leke olmaktan asla öteye gidemeyecek bir vahşetin kalıntıları olsa da, bir şekilde ilgimi çekiyor. Tahmin edersiniz ki Agartha kelimesini duymak bile beni kitaba yöneltmek için yeterliydi. Uzun lafın kısası, Boksör Böcek ile tanıştığım bu konuşma sonucunda, yazarla da tanışmış oldum.

Ned Beauman henüz 29 yaşında bir yazar ve şu an kendisini çok takdir ettiğimi de her yerde fırsat bulursam övüyorum. 21 yaşında yazdığını öğrendiğim (Kendisi söyledi, ben 24 yaşında yazdığı için tebrik ediyordum ancak o beni düzeltti ve 21 yaşında yazdığını ifade etti - sevdiğim yazarlarla iletişim kurduğumda mutlu oluyorum gördüğünüz gibi buraya da yapıştırmak istedim fırsat bu fırsat) Boksör Böcek, kesinlikle şu an karşınıza çıkacak olan 21 yaşındaki bir çok insanın bilmediği bir çok detayı ve ilgilenmeyi akıllarına bile getirmeyeceği bir çok ilginç noktayı barındırıyor.

Dokuz parmaklı efsaneleşme yolunda ilerleyen bir boksör, bir böcek bilimci, Naziler, Nazi eşyaları koleksiyonları yapan bir adam ve onun için çalışan, garip bir hastalıktan muzdarip genç bir adam...

Domingo Yayınları ilginç kitaplar basıyor, süper kapağı ve çevirisiyle de ayrıca bir takdiri hak eden Boksör Böcek, kitap kapağında da görebileceğiniz üzere Literary Review'dan tutun da The Times'a kadar bir çok  yerden de övgü kazanmış.

Kitaptaki her bir karakter birbirinden ilginç ve bir şekilde kesişen olaylarla, geçmişten günümüze süren bir hikayeyi ağırlıklı olarak geçmişe dönüşlerle okuyoruz. Gittikçe artan gerilimle beraber, merak uyandıran bir sona hızla yaklaşırken, olan bitenin cazibesine kapılmamak da mümkün değil. Cazibeden kastım, hareket ve hikayenin ilginçliği.

Böyle kitaplar hakkında yazmayı pek tercih etmiyorum. Sebebi ise kitabı çok beğenmiş olmam, yazarı gerçekten (Evet hala 21 yaşında yazmış olduğu için ayrıca bir hayranlıkla ilerliyorum satırlarımda) beğenmiş olmam ve kitabın konusunun anlatılarak ziyan edilmemesi gerektiğine inanmam... ve şu an havanın çok sıcak oluşu. 

"Anophthalmus Hitleri" ile tanışmaya hazırsanız, yerinde duramayan bir romanı (Nasıl da tabir buldum!) okumaya enerjiniz varsa ve - elbette - Ned Beauman ile tanışmak istiyorsanız, sizi en yakın kitapçıya, Boksör Böcek ile tanışmaya yönlendirmek istiyorum.

Yönlenin. Pişman olmayacaksınız. 

Hiç yorum yok: