14 Mart 2015 Cumartesi

H. G. Wells "Efendi Uyanıyor"

H. G. Wells benim en sevdiğim yazarlardan biri. 1886 İngiltere doğumlu yazarın edebiyat tarihinin ilk distopyası olarak adlandırılan eseri "Efendi Uyanıyor", siyaset, sosyoloji gibi konularla ilgilenen herkesin (aslında örnek olarak saydığım bu iki dalla ilgilenmeyen insanların olmasını da anlamıyorum - illa akademik olarak ilgilenmekten de bahsetmediğimi özellikle belirteyim) okumasında fayda olan bir kitap.

1899 yılında kitaplaştırılan Efendi Uyanıyor, uykusuzluk sorunu çeken, üniversitede sosyalist gruplara yakın olduğu yalnızca bir satırda belirtilen Graham'ın, altı günlük uykusuzluk ardından daldığı derdin uykudan, 203 yıl sonra uyanışını anlatıyor. Değişen toplumsal, siyasi, ekonomik yapı, gelişmiş teknoloji Graham'ın şaşkına çeviriyor ve her şeyin nasıl, neden bu hale geldiği merakı içinde bırakıyor. Ancak şaşkınlığını katlayacak olan bir başka şey daha vardır; Graham, yıllardır hesabında biriken para sayesinde artık dünyanın sahibidir. Dünya üzerindeki her şeye sahip olan Efendi, Uykucu Efendi, Graham'dır. Hiç beklenmeyen uyanışın gerçekleşmesinin şoku Graham'ın kişisel şokuna sebep olduğu kadar, toplum içinde de beklenmedik büyük bir hareketliliği neden olacaktır. Zira; aslında Efendi'ye neredeyse tapanlar, ona büyük umutlar bağlayanların bile aslında Efendi'lerinin uyanmasına inancı sandıklarından da zayıftır.

Toplumsal değişmenin fitilini ateşleyen bu uyanış ile Efendi uyuduğu müddetçe yönetimi idare eden Konsey ve düşmanları Ostrog'un iktidar savaşı başlayacaktır. Sözde Efendi'nin pasifleştirilerek geri plana itildiği bu dönemde Efendi'nin mecazi anlamda uyanışı da geciktirilecektir.

Kapitalizm eleştirisi olarak ele alınabilecek, bir yandan da "sosyalizm bir ütopya mıdır?" diye okuru düşündürtecek bir eser. Seçkinler Teorisi'ni (Vifredo Pareto ve Gaetano Mosca) akıllara getireceğinden şüphem yok eserin; zira daha iyi bir toplum hayaliyle yaşayan kitlelerin umut bağladıkları -yine- başka bir yönetici sınıfın iktidarının da yine halka uzak, yine "başka bir yönetici sınıftan ibaret" olacağı gerçeğinin eleştirisi Efendi Uyanıyor'da yapılıyor. Sol kanadı temsilen kitapta yer alan karakterin (Ostrog) işçi sınıfını ve halkı görmezden gelerek, Efendi'nin iktidarının temelsizliği üzerine kendi koltuğunu garantileme çabası okura sunuluyor.

Kadın ve aile kavramının değişimini karakter Graham üzerinden yadırgadığını düşündüğüm yazar, yuvanın kadını kamusal alandan dışlayıp eve hapsetmesi üzerine kurulu kandırmacanın savunusunu yapıyor gibi görünüyor.

Graham'ın uykuya daldığı dönemi tanımlayan, hayallerindeki ve zamanındaki saflığı, o dönemin gelecek tasvirini yaptığı ve uyandığı dönemde karşılaştığı dünya arasındaki farklar, distopyaların beni çeken yönünü özetler nitelikte: Her şeyin güzel olacağını size kim söz verdi?
Efendi Uyanıyor. Ancak Efendi'nin gerçekten uyanması lazım.

Dönemin çok çok ilerisinde teknolojik gelişmelerin günümüz dünyasına oldukça benzer şekilde tasvir edilmeleri de dikkat çekiyor. Bir de, yazarın teknolojik gücü elinde bulunduranın güçlü olacağı çıkarımını burada çok önemli bence.

Kitabın içinde kesinlikle beğenmediğim, yazarın fikrini baş karakter Graham üzerinden ifade eder gibi göründüğü, özellikle bir konuda sergilenen sert bir tutum var. Graham'ın ırkçı tutumu,  bir yandan da Wells'in (bu kitabın dışında yer alan) ırkçılık karşıtı ifadeleri ile de çelişiyor.  Kafa karıştıran ve okuru illa ki rahatsız edecek olan Graham'ın tavrını bu derece okurun gözüne sokmasının dönemin Avrupa'sına yapılan bir eleştiri mi yoksa Wells'in o dönemki düşünceleri mi olduğu sorgulanabilir.

Okuyun, okuyun derim. 

Hiç yorum yok: