25 Mart 2013 Pazartesi

Cesare Pavese "Yalnız Kadınlar Arasında"


Yalnız Kadınlar Arasında, gerçekten de yalnız kadınlar arasında geçiyor. Hayattan beklentilerinin ne olduğunu en azından benim açıkça göremediğim ama bir şeyin beklentisi içinde ve beklemekten aşırı derecede sıkılmış olduklarını düşündüğüm kadınların hikayesi. Çevrelerinde bıkkınlık, sıkıntı dolu hayatlar varken, yaşamaya çalıştıkça daha rahatsız ve bir o kadar zamanı boşa harcayan kadınlara dönüşmüş kadınlar, ve aslında kadınlarla sınırlı bırakmak yetmez bunu, erkekler.

Baktığınızda aslında bir burjuva eleştirisi gibi de duruyor Cesare Pavese’nin bu romanı. Zenginlikleri içinde galeriden galeriye, sergiden partiye, gezmeye, görmeye hayli zamanı olan ancak kitaptaki ana karakterin de dediğini gibi aslında ortaya pek de bir şey koyamayan insanların romanı.

Karakterimizin adı Clelia. Roma’dan Torino’ya, bir mağaza açmak için çalıştığı şirket tarafından yollanmış bir kadındır Clelia. Artık ailesinden hayatta kalan kimse yoktur ama o Torino’da gençliğine, çocukluğuna, kısaca geçmişine de bir yolculuk yapmaktadır aynı zamanda. Bunu sıklıkla sokaklarda gezerken hafızasında belirenlerden anlayabiliyoruz.

Celelia otele geldiği gece aynı katta bulunan Rosetta adlı bir kız da intihara kalkışmıştır; o zaman bu ikili henüz tanışmıyordur ama ilerleyen günlerde yolları kesişecektir. Yolların kesişmesi ile beraber inceden bir girişim de hikayeye dahil olur; Rosetta’yı yeniden hayata döndürmek ve aslında intihar fikrinden onu uzak tutarak hayat içine dahil etmek. Ama hangi hayat içine? Rosetta’nın zaten kaçmak istediği hayat içine mi?

Hikaye, Rosetta’nın dahil olacağı hikaye, bir grup zengin insanın etrafında geçiyor. Romanı okurken, Tezer Özlü’nün Pavese’yi sevmesinin bir nedeni de acaba her ikisinde de bir burjuva eleştirisi yatması mıdır acaba diye düşündüm. Öylesine boş görünen ve amaçsız hayatların içindeki bu yalnız kadınlar, aslında sıkıntıları ve intihara yönlenmeleri bile normal kaçıyor. Herhangi bir beklenti ya da umut bırakmayacak denli zaman öldürme girişimleri. Bir an bakıyorsunuz ki aslında zaman öldürmekle vakit harcanıyor; kendinizi öldürmeye ve sorunu kökten çözmeye karar veriyorsunuz. 

Hiç yorum yok: