15 Mart 2013 Cuma

Nilgün Marmara Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi"



Sırça Fanus’u okumamın arasından bir kaç hafta geçtikten sonra okudum bu kitabı. Aslında hemen diğerinin peşi sıra okumak istiyordum ama araya giren başka kitaplar ve benim aynı anda beş kitap okumak gibi alışkanlıklarımın sonucunda sıra ancak gelebildi Nilgün Marmara’nın bu kitabına, aslında tezine.

1985 yılında yazılan(İngilizce olarak) ve 2005 yılında Dost Körpe tarafından Türkçe’ye çevrilip, Everest Yayınları’ndan çıkan bu kitap, ne  yalan söyleyim bazı konularda bana oldukça yüzeysel geçilmiş bir tez gibi geldi.

İntihar hakkında farklı yazar ve düşünürlerin konuya bakışlarının yer aldığı bölümlerden aslında daha kapsamlı ve daha uzun olması gerektiğini düşündüğüm, şiirleride saklı intihar işlemelerinin (ki bu zaten tezin de ana konusu olduğu için, haklı olarak daha detaycı bir beklentimin olmasını da normal karşılamak gerekir diye düşünüyorum) neredeyse birer cümle ile geçilen yorumlardan ibaret oluşu kafamı kurcaladı. Bir çok dizesinde saklı anlamlar üzerine, bence ilginç ve yetenekli oluşu su götürmez bir gerçek olan Plath yorumlanırken, gerçekten bir kaç cümle yeterli olabilir mi? Böylesine karmaşık, yoğun ve özellikle intihar olgusu incelenirken içinden çıkartılabilecek anlamlar böylesine önemliyken, gerçekten bu kadar mı kısa geçilebilecek bir yoğunluğa sahip Plath’ın dizeleri?

Öte yandan, belki sığ bir anlatım olacak ama, hayatı tıpkı Plath gibi kendi ellerinde son bulan bir şair olan Nilgün Marmara’nın gerçekten Plath, sevdiği ve benzer noktaları bulunan kendisi gibi bir şair olan Plath için söyleyebilecekleri gerçekten bu kadar mıydı? Aslında onu daha iyi anlamış ve bu yüzden daha detaylı analiz edebilmiş olması gerekmez miydi?
Farkındayım, bir kitap üzerine yazmaktan daha çok sorgular bir havada gidiyor bu yazı ama düşüncelerim gerçekten bunlar.

Benim bile gerek Plath’ın şiirlerinde gerekse Sırça Fanus’da intihar üzerine gördüklerim hakkında söyleyebilecek daha uzun cümlelerim, daha derin cümlelerim varsa nasıl olur da ona ruhen daha yakın olduğunu düşündüğüm, satıları bile birbirlerine benzeyebilen iki şairden biri olan Marmara’nın tezi içinde bu kadar yüzeysel ele alınmış bu konu?

Her neyse, çok suçlayıcı gibi oldu. Ama niyetim bu değil. Nihayetinde Nilgün Marmara dizeleri de beni Plath kadar etkilemiştir, eklemek istedim.

Kitaba dönersek; içerikte gizdökümcü türe dair okuyucu bilgilendirerek başlayan tez, intihar ve sanatsal yaratım, kadın şaairlerin ortak yönleri ve tüm bu üç konunun da Sylvia Plath’la bağlantısını ele alarak, devamında Plath’ın düz yazıları ve şiirleri arasındaki farkları ele alarak, en sonunda da Plath şiirlerinin yazarın ilk şiirlerinden başlayarak sona doğru, kronolojik bir sıralama ile ele alıyor.

Benim baştan beri yakındığım kısım da aslında bu kronolojik sıra ile ele alma ve yorumlama; yetersiz bulduğum yorumlar işte buradaki yorumlar. Özellikle Sylvia Plath’ın intiharını neredeyse bağıra çağıra yansıttığı bu son dönem şiirlerindeki dizeler için yapılan yorumların yetersizliği.

Ancak siz benim bu yakınmalarıma bakmayın, es geçmeyin. Bir yazarın bir başka yazar hakkında yazdığı bu kaynağa, en azından benim neden eleştirdiğimi sorgulamak için bile bakabilirsiniz. Ki aslında yazan ve yazılan sebebiule zaten atlanmamayı hak ediyor, tüm eleştirilerimi bir yana bırakırsak.

Hiç yorum yok: