16 Mart 2015 Pazartesi

Hillary Jordan "Uyandığında"

Yine uzun zamandır okumak istediğim, aldıktan sonra ise bir türlü okumaya fırsat bulamadığım (bu klişe ifade hakkında açıklama: Okumaya zaman bulamadım değil, bu kitabı okumaya fırsat bulamadım. Açıklama yapmazsam kimsenin merak etmediği okuma alışkanlığım hakkında gereksiz detaylar veremezdim gibi, neyse) Uyandığında'yı dün, yani bir Pazar günü içinde bitirdim. Başından kalkmayıp sürekli okusam daha çabuk biterdi ama araya giren gündelik işlerle kitabı bitirmem akşamı buldu.

Distopyaları çok sevdiğimden kitap zaten varlığını öğrendiğimden beri dikkatimi çekiyordu. ABD'nin bir din devletine dönüştüğü ve her şeyin din temelinde yaşandığı/yaşatıldığı bir gelecekte geçiyor Uyandığında. Hillary Jordan'ın distopyasında suçlular, işledikleri suçun ağırlığına göre rengi ve süresi belirlenen, deri altına enjekte edilen bir yöntemle cezalandırılıyor. Ekonomik zorluklarla mücadele eden ABD'nin bu cezalandırma yöntemiyle aynı zamanda suçluların hapishane masraflarının yükünden de kurtulmayı amaçladığı okura sunulan romanda, toplum içinde "suçlu damgası yemek" ağır biçimde ele alınıyor; suçlular, Renkliler'e dönüşüyor ve ceza süresi boyunca mahkum edildikleri deri rengi ile her gün yeniden ve her yadırgayan bakışla beraber yeniden suçları toplum içinde yüzlerine vuruluyor.

Din devletine dönüşen Amerika'da aynı zamanda kürtaj da yasaktır; zira kadınların doğurganlığını ellerinden alan bir salgınla mücadele içinde geçen uzun yıllardan sonra çıkan kanunlarla kürtaj en ağır cezalardan birini gerektiren bir suça dönüşmüştür. Kasten adam öldürmekle aynı cezayı gerektirmektedir; bir "kırmızı"ya dönüştürülmek.

Baş karakter Hannah Payne'la kitabın ilk başlarında, renklendirilme işleminin ardındaki ilk gününde karşılaşıyoruz. Hannah, kürtaj yaptırdığı için artık bir "kırmızı"dır. Kürtajı yapanın ya da çocuğun babasının adını vermediği için cezası üzerinden herhangi bir indirim alamamıştır.
Dindar bir ailenin, kendi çevresinden başka bir dünya tanımayan genç kızı Hannah'nın kürtaj, kaybettiği çocuğu ve yaşadığı ilişkinin kendisi üzerine sorgulamalara giriştiği dönüştürüme işlemi sonrası otuz günlük esaret ardından renkliler için tehlikelerle dolu dünyaya dönüşü ise ayrı bir sorun olacaktır.

Din egemen bir toplumun rehabilitasyon merkezi olarak sunulan, ancak şansı biraz yaver giden renklilerin belirli bir süre için girebileceği, bir manastır gibi tasvir edilen bir yere sığınmasıyla beraber Hannah, bir kırmızı olarak yaşamaya resmen başlayacaktır.

Kürtaj üzerine, insan hakları üzerine, din üzerine, ahlak ve vicdan üzerine verdiği mesajları, işlediği konuları, sürükleyici bir hikaye içinde okura sunan yazar Hillary Jordan'ın ikinci romanı olan Uyandığında, günümüzü düşündürtmeden hiçbir okuru son sayfaya kadar götürmeyecektir.

Kitap hakkında çok şey yazılır, ancak çok beğendiğim bu kitap hakkında yazdığım şeylere kendi yorumumu belki gereğinden de fazla katacağımı biliyorum. İpucu da vereceğimi biliyorum. Bunun yerine, size Uyandığında'yı okumanızı tavsiye ederek yazımı bitiriyorum. 

4 yorum:

Gül Akça dedi ki...

Ben de distopyayı sevdiğim için çok büyük beklenti ile almıştım bu romanı maalesef beklentimin yakınından bile geçmedi ve açıkçası başarısız buldum... daha fazla detay için bloguma bakabilirsiniz... sevgiler

Kareler Ve Sayfalar dedi ki...

@ Gül Akça: Yorumunuzu az önce okudum, siz vasat bulmuşsunuz, benim için de tam tersi, başımı kaldırmadan okuduğum bir kitap oldu. Malum, cidden okuma zevkleri farklı farklı hepimizin. Kitap bloglarının güzel bir yanı da bu olsa gerek, farklı yorumları okuyabiliyoruz böylece...
Öte yandan, küçük bir not eklemek isterim; bu kitap gerçekten bir distopya romanıdır. Konuyla (distopya ve post apokaliptik kurgular üzerine özellikle) alakam sadece bir okur olmanın ötesinde olduğu için söylüyorum.
Yorumunuz için teşekkür ederim.

Gül Akça dedi ki...

Çok haklısınız hepimiz farklı farklı değerlendiriyoruz okuduklarımızı... değişik bir yoruma rastladığınızda da oldukça ilginç oluyor... ben distopya konusunda uzman değilim tabii ki okuduğum diğer distopyalarla karşılaştırarak öyle bir yorum yapıyorum... ayrıca roman bana, toplum olarak içinde bulunduğumuz durumu çok fazla hatırlattığı için o zaman şu anda bir distopya içinde yaşıyoruz gibi bir sonuca ulaştırıyor ki sanırım bunu kabullenmekte zorlanıyorum... ama belki de öyledir zaten:( iyi okumalar diliyorum

Kareler Ve Sayfalar dedi ki...

@ Gül Akça: Çok teşekkürler, sizlere de iyi okumalar, daha güzel günler hepimize de...