16 Mayıs 2015 Cumartesi

Friedrich Engels "Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni"

Böyle söyleyince elbette kimse inanmıyor ancak (ben farklıyım ya da özelim demek için demiyorum, hiç kimse özel ya da farklı değil çünkü) 11 - 12 yaşında sosyoloji okumaya karar verdiğimde (ve sosyoloji okuyup reklam yazarlığı yapmaya karar verdiğim aynı dönemde) annemin bana önerdiği birkaç kitaptan biriydi Friedrich Engels'in genelde adı geçtiğinde illa ki anılan eseri Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni. (Sonucu merak eden varsa; reklam okuyup, reklam yazarlığı yaptım ve şimdi de tahmin edin ne üzerine çalışmaya çalışıyorum =) )

Antropolog Lewis Henry Morgan'ın Eski Toplum adlı eserinden yola çıkarak incelemesine başlayan Engels'in, toplum yapısını insanlığın ilk dönemlerinden itibaren gelişim ve değişimlerini aktardığı bu kitapta, toplumsal cinsiyet rollerinin geçirdiği değişim ve bu değişimdeki etkenlerin geçirdikleri aşamalar anlatılıyor. Ana soylu bir sistemin insanlık tarihinin başından beri var olduğunu vurgulayan yazar, üretim ilişkilerindeki değişimlerin toplum yapısında yarattığı köklü ve kadın için olumsuzluklar yaratan etkileri irdeliyor. Üretim sürecinde meydana gelen değişikliklerin evlilik, akrabalık üzerindeki etkisi ve sonucunda toplumsal cinsiyet rollerinin günümüzdeki (yazarın eseri yazdığı dönemdeki, demek daha doğru olur - ve aslında hala süregelen) durumu nasıl ortaya çıkardığını anlatıyor.

Morgan'ın araştırmalarını baz alarak kaleme aldığı uygarlık aşamaları ve bu aşamalar içindeki aile - akrabalık  - üretim - toplum yapısını aktarıyor Engels. İnsanın varlığını diğer canlılardan ayıran unsurun insanın ihtiyaçlarını üretebilen ve bu üretim üzerinde egemenlik kurabilen tek canlı olduğu gerçeğine değiniyor.

Yabanıllık, barbarlık ve uygarlık aşamalarını insanın ihtiyaçlarını karşılama yöntemlerine göre oluşturan Morgan'ın sınıflandırmasını aktaran Engels, zamanla doğa karşısında hakimiyeti artan insanın hayatındaki büyük değişimleri, avcı - toplayıcı günlerinden başlayarak sanayinin doğuşuna ve sonrasındaki etkilerine dek okura aktarıyor.

Anaerkil ve anasoylu aile yapısının ataerkil düzene geçişinin "sahip olma" ve "üretim" üzerinden açıklayan yazar, özel mülkiyetin ortaya çıkışının da bu basamaklar paralelinde belirginleşmesine değiniyor.

Devletin oluşumu eski çağlarda öne çıkan medeniyetler/devletler üzerinden aktaran metinde Engels, mülkiyet hakkıyla beraber beliren ve bunu yaratan değişen üretim ilişkileri sonucunda kadının, sömüren ve sömürülenin oluşturulduğu düzen içinde aşağı bir konuma itildiğini ve itildiği bu işçi sınıfı içinde de ayrıca haksızlıklara maruz kaldığını belirtiyor. Üretimin tamamen erkek için ve erkek önderliğinde yapılması ve mülkiyet hakkının erkek egemenliğine geçmesi sonucunda, toplumsal işbölümünün de ortaya çıkması ile beraber toplumun geldiği noktayı "sömürenler" ve "sömürülenler" sınıfı olarak açıklıyor.

Kadının ev içine hapsi ve kamusal alandan itilmesinin de hız kazandığı bu sınıflaşma ardından, aile ilişkilerinin tamamının da kökten değiştiğini göz ardı etmek elbette mümkün olmuyor.
Kitap, adından da açıkça anlaşıldığı üzere ailenin, özel mülkiyetin ve devletin oluşumunun insanlık tarihi içinde izlediği yol ve yolu oluşturan her bir aşamanın insanlık tarihi üzerinde yarattığı ve şu an çoğunlukla yarattığı zorluklarla anılan durumların temelini attığını gözler önüne seriyor.

Bu kitabı ara ara çıkarır okurum yıllardır, blog'da yazısının olmadığını fark edince eklemek istedim. Benim kısacak özetimden daha fazlası, hala okumayanlar için bence, cidden en önemli kitaplardan biri olan Engels'in eserinde sizleri bekliyor. 

Hiç yorum yok: