3 Ocak 2013 Perşembe

Neil Gaiman "Mezarlık Kitabı"

Hayatınızda hayal kurmak yalnızca çocukluğunuza sıkışıp kalmış ve şu an unuttuğunuz bir şey ise Neil Gaiman okumayın derim. Belki birileri size o hayalleri, kafada kurulan birbirinden garip anları yeniden canlandırmak için okumanızı tavsiye edebilir ama ben etmiyorum. Çünkü kaybettiğiniz bir yeteneği uyandırmak için sanırım artık geç kaldınız; Neil Gaiman kesinlikle benim gibi çocukların, kendi kafalarının içindeki garip dünyayı yıllar sonra bile aynı dirilikte ve hatta daha da cozutmuş halde muhafaza edenler için. (Bu son cümle ile belki buradan psikiyatri bilimini de selamlamamız gerekebilir, ne dersiniz?)

Devam edelim.

Mezarlık Kitabı, ailesi kitabın sonunda öğrenilecek bir sebep yüzünden katledilen Bod’un (mezarlıkta kendisine verilen isim olan Nobody Owens’ın kısaltması) mezarlıkta büyümesi süresince başından geçenleri anlatıyor. Ölüler ve bir takım canlı ya da ölü olmayan varlıklar tarafından büyütülen bir çocuk düşünün; gölgeler arasında görünmeden gezebilen, okuma yazmayı mezar taşlarındaki harfleri kopyalayarak öğrenmeye başlayan bir çocuk; yüzlerce yıllık ölülerden tarihi, cadılardan musallat olmayı, koruyucusundan görünmez olmayı öğrenen, mezarlık özgürlüğü verilen bir çocuk.

Elbette zamanla yapabildiklerini fark ettikçe de intikam almak isteyen bir çocuk; ailesini öldürenden.

Sanırım Neil Gaiman’ın çocuklarının da bu hikayede payları büyük, kitabın son sayfalarında birkaç sayfayla yazım sürecine değiniyor. Ancak, çocuklarının hikayenin çıkışındaki payları bir yana, Gaiman da hala kafasından bu kitabı yazabilmeye yetecek kadar “şey” geçirebilen, bizim gibi bir çocuk. O yüzden gençliği, aslında çocukluğu geride kalmış gibi görünen yetişkinler için de yazabilme “şansına” “yeteneğine” sahip.

Diğer şans ise bu kitabı ve Gaiman’ı okuyabilecek ve hala böyle bir kitaptan zevk alabilecek olan çocuk kafalı bizlerin.

Neil Gaiman, Mezarlık Kitabı. İthaki Yayınları, 320 sayfa.

Hiç yorum yok: