28 Ekim 2013 Pazartesi

Dial H "Into You"


DC Comics’in Dial H serisinden ilk kez Goodreads sayesinde haberim olmuştu. China Mieville adı yazıyordu çünkü üzerinde! Blog’u takip edenler varsa artık biliyordun, China Mieville’i pek seviyorum. Hatta son zamanlarda gerçekten hayranı olduğumu söyleyebileceğim üç yazardan biri ve o listenin en üst sırasında yer alıyor kendisi.

Dial H’e (Dial H: Volume 1: Into You) dönersek… Kendisini Goodreads’te gördüm; daha sonra da Beşiktaşımız’ın güzide çizgi roman dükkanı Arkabahçe’de de satıldığını öğrenmemle birlikte “tüketici olarak satın alma sürecine” girmiş bulundum. Tabi öncesinden bir süre son gelen postadakiler bittiği için bir diğer kargonun okyanuslar aşıp gelmesini beklemem gerekti ama değdi.

Konusu şöyle; gelecekten hiçbir beklentisi olmayan, formunu kaybetmiş, sürekli sigara içen ve sürekli tıkanan, sağlık sorunları yaşayan Nelson Jent, bir gece kendisine yardım etmek için evinde bulunan arkadaşıyla bir atışma yaşar. Arkadaşı evi terk edip gider. Ardından Nelson da yola çıkar ve gördüğü manzara arkadaşının zor bir durumda olduğudur. En yakın telefon kulubesine yardım çağırmak için gider ve çevirdiği numara
4 – 3 – 7 – 6’dır. Yani H – E – R – O’dur.

Elbette anında ortada bir süper kahraman belirir. Doğru numarayı çevirdiğinizde karşınıza süper kahramanlar çıkaran bir telefondur zira bu. Ve tüm olay da bunun etrafında döner…

Hikayenin geri kalanı çizgi romanda saklı.

Ancak belirtmek istediğim birkaç nokta var; birincisi, İngilizcesi çok kolay anlaşılır. Yani İngilizceniz’e güveniniz az fakat Dial H’e de başlamak istiyorsanız bence sorun etmeyin. Gerçekten çok rahat okunuyor.

Benim için sorun olan kısım ise hikayenin karmaşıklığıydı. Blog’dan takip edenler belki fark etmiştir, tanıttığım çizgi romanların hiçbiri süper kahraman anlatısı değildi. Bu yüzden Dial H bana çok karmaşık geldi. Sürekli sayfalar arasında dönüp “bu şimdi buradan niye geldi” diye tekrar tekrar okumam gerekti. Üstelik karakter sayısı o kadar fazla ki, bir süre sonra dönüp dönüp okuduğunuz o sayfalar arasında onlarca sayfa bile girebiliyor.

Ya da bu sadece benim için böyleydi. Yine de ağır aksak ilerleyen bir tren gibi okusam da beğendim. China Mieville yazar da beğenmez miyim ayrıca…. Beğenmek için tüm dikkatimi kitaba verdim.

(Yine de samimi bir itiraf; evet, hala kafamda soru işaretleri olan bölümler var!)

Çizerine değinmeden elbette bu yazıyı bitirmeyecektim; Mateus Santolouca adlı bir çizer, deviantart sayfasından bakmıştım, yanlış hatırlamıyorsam kendisi genç bir insan. Çok da güzel çizimleri var, bakmanızı tavsiye ederim. Ben ilk kez karşılaştığım için daha detaylı bilgim yok hakkında. Ancak onca karakterin onca farklı şekilde yer aldığı Dial H’deki çizimlerine hayran kalmamak elde değil.

Özetle; China Mieville’in bir de çizgi roman dünyasındaki işlerine siz de bakın derim.

Hiç yorum yok: