DC Comics’in Dial H serisinden ilk kez Goodreads sayesinde haberim
olmuştu. China Mieville adı yazıyordu çünkü üzerinde! Blog’u takip edenler
varsa artık biliyordun, China Mieville’i pek seviyorum. Hatta son zamanlarda
gerçekten hayranı olduğumu söyleyebileceğim üç yazardan biri ve o listenin en
üst sırasında yer alıyor kendisi.
Dial H’e (Dial H: Volume 1: Into You) dönersek… Kendisini Goodreads’te
gördüm; daha sonra da Beşiktaşımız’ın güzide çizgi roman dükkanı Arkabahçe’de
de satıldığını öğrenmemle birlikte “tüketici olarak satın alma sürecine” girmiş
bulundum. Tabi öncesinden bir süre son gelen postadakiler bittiği için bir
diğer kargonun okyanuslar aşıp gelmesini beklemem gerekti ama değdi.
Konusu şöyle; gelecekten hiçbir beklentisi olmayan, formunu kaybetmiş,
sürekli sigara içen ve sürekli tıkanan, sağlık sorunları yaşayan Nelson Jent,
bir gece kendisine yardım etmek için evinde bulunan arkadaşıyla bir atışma
yaşar. Arkadaşı evi terk edip gider. Ardından Nelson da yola çıkar ve gördüğü
manzara arkadaşının zor bir durumda olduğudur. En yakın telefon kulubesine
yardım çağırmak için gider ve çevirdiği numara
4 – 3 – 7 – 6’dır. Yani H – E – R – O’dur.
Elbette anında ortada bir süper kahraman belirir. Doğru numarayı
çevirdiğinizde karşınıza süper kahramanlar çıkaran bir telefondur zira bu. Ve
tüm olay da bunun etrafında döner…
Hikayenin geri kalanı çizgi romanda saklı.
Ancak belirtmek istediğim birkaç nokta var; birincisi, İngilizcesi çok
kolay anlaşılır. Yani İngilizceniz’e güveniniz az fakat Dial H’e de başlamak
istiyorsanız bence sorun etmeyin. Gerçekten çok rahat okunuyor.
Benim için sorun olan kısım ise hikayenin karmaşıklığıydı. Blog’dan
takip edenler belki fark etmiştir, tanıttığım çizgi romanların hiçbiri süper
kahraman anlatısı değildi. Bu yüzden Dial H bana çok karmaşık geldi. Sürekli
sayfalar arasında dönüp “bu şimdi buradan niye geldi” diye tekrar tekrar okumam
gerekti. Üstelik karakter sayısı o kadar fazla ki, bir süre sonra dönüp dönüp
okuduğunuz o sayfalar arasında onlarca sayfa bile girebiliyor.
Ya da bu sadece benim için böyleydi. Yine de ağır aksak ilerleyen bir
tren gibi okusam da beğendim. China Mieville yazar da beğenmez miyim ayrıca….
Beğenmek için tüm dikkatimi kitaba verdim.
(Yine de samimi bir itiraf; evet, hala kafamda soru işaretleri olan
bölümler var!)
Çizerine değinmeden elbette bu yazıyı bitirmeyecektim; Mateus
Santolouca adlı bir çizer, deviantart sayfasından bakmıştım, yanlış
hatırlamıyorsam kendisi genç bir insan. Çok da güzel çizimleri var, bakmanızı
tavsiye ederim. Ben ilk kez karşılaştığım için daha detaylı bilgim yok
hakkında. Ancak onca karakterin onca farklı şekilde yer aldığı Dial H’deki
çizimlerine hayran kalmamak elde değil.
Özetle; China Mieville’in bir de çizgi roman dünyasındaki işlerine siz
de bakın derim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder