9 Kasım 2013 Cumartesi

China Mieville "Un Lun Dun"

Un Lun Dun’u az önce bitirdiğime göre, artık dilimize kazandırılan tüm China Mieville kitaplarını okumuş oluyorum ki artık kendisiyle yolda falan (!) karşılaşırsak, yanında kendimi kötü hissetmeyeceğim. Ayrıca konuşacak daha çok şeyimiz olacak. (Gerçekten son yazılarda bir kopuş yaşanıyor, farkındayım, toparlayacağım arkadaşlar…)

Un Lun Dun, China Mieville’in Alice Harikalar Diyarında’dan çıkış alan bir romanı gibi gelebilir ilk başta, ancak sonrasında kesinlikle, özellikle Bas-Lag serisinde öne çıkan kendine has tasarımlara sahip “şeyler” olan karakterle birlikte Alice’in dünyasından fazlasıyla ayrılıyor.

Londra’da yaşayan, onn iki yaşında iki yakın arkadaş olan Zanna ve Deeba etrafında bir süredir, özellikle Zanna ekseninde garip olaylar meydana gelmektedir. Zanna’ya gelip “Şuvazi” diye hitap ederek saygılarını sunan insanlar ya da duvarlara yazılmış mesajlar, ya da belli belirsiz bir “duman” örneklerinde görüleceği gibi…

Kendi etraflarında olup biten anormal olaylara bir anlam vermeye çalışan kızlar artık dayanamaz ve bir şemsiyenin peşine düştükleri gecede, iki kızın yolu neredeyse Zanna’nın içgüdüleri sayesinde Lon Dra Kis (Un Lun Dun)’a düşer. Bilinmeyen bir diyar olan Lon Dra Kis’in ne olduğunu anlamaları ise fazla uzun sürmeyecektir. Lon Dra Kis; Londrakis, aksi Londra, Londra’nın aksidir.

Hikaye bundan sonra başlıyor. Zanna’nın seçilmiş kişi olarak Lon Dra Kis’te beklenen bir kişi olduğunun dayandırıldığı bir kurgu her ne kadar bir süre devam etse de işleri China Mieville büyük bir –bence- espiri ile tersine çeviriyor ki fazlasıyla açıklamış olsam da daha fazla yazmak istemiyorum. Seçilen – seçilmeyen espirisini çok beğendiğimi söylemeliyim.

Londra ve Lon Dra Kis’i birbirine bağlayan bir tehlike olarak da karşımıza “Duman” çıkıyor, belirtmek isterim. Detayları kitapta saklı diyelim. Ama bu “Duman” baya bildiğimiz duman. İki arkadaşın asıl düşmanları Duman ile mücadele ederken, bir yandan da yeniden evlerine, Londra’ya dönmeye çabalamalarını okuyoruz.

Bas-Lag serisinden alışık olduğumuz üzere Lon Dra Kis’te de bizleri bekleyen canlılar ve şeyler öylesine detaylı kurgulanmış ki, mesela okurken aklınıza bir Tekraryapım gelmesi kuvvetle muhtemel. Ya da tüm hikaye boyunca var olan süt kutusu Kesmik (evcil hayvan oluyor!) ya da kelimelerin canlı kanlı bir hale gelmesi gibi ilginç detaylar, hikayeye gerçek anlamda renk katıyor.

Onun haricinde her zamanki gibi iki farklı şehir-boyut arasında bir bağ kuran Mieville, kendisinden beklenildiği üzere bir yönetim sorgusu yapıyor. İngiliz İşçi Partisi üyesi (yanlış hatırlamıyorum değil mi?) China Mieville “Duman” bağlantıları, ardında yatan çıkar ilişkileri ya da aslında Duman’ın başlı başına oluşum hikayesi altında fabrikalaşma, buradan da kapitalizm eleştirisi yaptığını düşünüyorum. Ek olarak, elbette işin bir de doğal hayatın dengelerinin alt üst edilmesi kısmına değinen yanı var ki, bunu da yadsımak olmaz. Mieville’in doğa dostu olarak, Londra’da bariz bir çevre kirliliği varlığına dikkat çekmeye çalışması da Un Lun Dun’da ele alınan konulardan biri olarak değerlendirilebilir.

Çıkar ilişkileri, iktidar hırsı gibi konuların acımasızca yerden yerden yere vurulmasını da hikaye içindeki bazı karakterlerin “karaktersizliği” ile açıkça görmeniz mümkün.

Son olarak mekan ve karakter kurgulamada çok usta bulduğum Mieville bu kitabında da mekanları ve yapıları kurgularken Londra artıklarını kullanarak yine göz dolduruyor kanımca.

Evet, kendisi ne yazsa bayılıyorum.


Hiç yorum yok: