9 Kasım 2013 Cumartesi

Neil Gaiman "Koralin ve Gizli Dünya"

Filmini de kitabını da merak etmekteydim Koralin’in. Bu süreç içinde sıkça, baş karakte Koralin’in adını ben de kitaptaki çoğu karakter gibi yanlış anlayarak Karolin şeklinde kullandım. Hemen bir itirafla yazıya giriş yapmış oldum nedense.

Ailesiyle beraber yeni bir eve taşınan Koralin, çevresini merak etmekte olan ve canı fazlasıyla sıkılan bir kız çocuğudur. Anne ve babası evde çalışıyor olmalarına rağmen, her biri kendi çalışma odasında, bilgisayarlarının başındadır ve tek başına canı sıkılan Koralin ile oynamaya zamanları pek olmamaktadır.

Bulundukları eve alt katlarında köpekleriyle (bir çok köpek ile) eski tiyatro oyuncusu iki arkadaş, en üst katta ise fare orkestrasını çalıştırdığını iddia eden yaşlı bir adam oturmaktadır.

Yani etrafta Koralin için oynayacak arkadaş yoktur.

Meraklı ve kaşif ruhlu Koralin, bir gün evdeki bir kapıyı keşfeder. Kapı tuğla ile örülüdür, hiçbir yere açılmamaktadır ancak elbette bir gün Koralin o kapıyı açacaktır ve kendisini bulduğu dünya, kendi evlerinin aynısının olduğu bir dünya olacaktır. Bu dünyada evlerinin aynısının olması gibi, anne ve babasının da aynısı vardır. “Diğer anne” ve “diğer babasının”, kendi evindekinin aksine süper yemek yapabiliyor, her an onunla oyun oynamaya hazır olmaları, sürekli güler yüzlü ve ilgili olmaları haricinde farklı olan hafif ürkütücü bir noktaları vardır ki o da gözleridir! Gözlerinin olması gereken yerde düğmeler dikilidir.

Diğer dünyanın kapıları en başta cezp edici bir ortama açılıyor gibi görünse de saplantılı sevgisinin ardında resmen bir manyaklık yatan “diğer anne”, Koralin’e macera ve bela dolu saatlerden hatta günlerden başka bir şey getirmeyecektir.

Tek çocuk olmanın yeri geldiğinde Koralin’e bağlamak olduğunu farz edersek özellikle tek çocuk olarak yetişmiş, hatta biraz da köyde, kasabada fakat genellikle yalnız başına çayırda çimende (anne – babanın binlerce yasak ve uyarısı arasında, sınırlı bir alan içinde ve gözetim altında) gezerek çocukluğunu yaşamış kimseleri daha derinden etkileyeceğini sanıyorum. Artık yapacak hiçbir şey kalmadığında kafadan element uydurmak gibi kafadan gerçeklik uyduran tüm çocukların uydurmaya hafif çekinecekleri bir “diğer taraf” Koralin’in içine düştüğü dünya.

Kitap ve film hakkında daha önce rahatsız edici, ürkütücü yorumlarını duymuştum ama kendi hayatım ve beynimin bana yaptıkları daha anormal olduğundan olsa gerek ben ürkütücü ya da korkutucu hiçbir şey göremedim. Hatta tam bir çocuk masalı. Bana çocukken bunu okumadıklarına memnunum fakat. Hehe.

Ayrıca, Neil Gaiman’ın kedileri ne kadar iyi tanıdığını da satır aralarında, Koralin’in hikaye boyunca destekçisi olan kediyle ilişkisinden görmek mümkün.

Güzel kitap, sevdim.

(Neil Gaiman da zaten benim sevmemi çok umursuyordu!)

(Parantezler içinde kendimle diyaloğa mı girsem?)

Hiç yorum yok: