26 Kasım 2012 Pazartesi

China Mieville "Kral Fare"

Fareli köyün kavalcısını kin, nefret ve hırsla örün.

Sonra tarihe, sokaklara salın.

Zamanı hesaplamayı da bırakın çünkü o hep vardı.

Tıpkı Kral Fare’nin uzun zamandır varolması gibi.

Ve aralarındaki savaşın sürmesi gibi; hep vardı.

China Mieville’in okuğum ikinci kitabı Kral Fare. Tıpkı Şehir Ve Şehir’de olduğu gibi yine bilinmeyen ve tahmin edilemeyen bir şehir görüntüsünü getiriyor gözlerinizin önününe; yok, bu sefer olmayan bir şehir değil, aksi gibi, Londra gibi herkesin “gözleri önünde” olan bir şehir. Tek farkı, Londra’yı Londralılar’ın gözünden görmeyecek oluşumuz. Londra’nın karanlık köşelerine, çatı aralarına, lağımlarına, tenhada, gölgeler arasına saklamış kıyılarına ve çöplerine yakın olacaksınız. Çünkü Kral Fare’nin elinden alınan krallığının varlığı oralarda saklı.

Hikaye, Soul’un babasının pencereden yere düşmesi ile başlıyor. Ancak polis bu olayı şüpheli buluyor ve Soul gözaltına alınıyor. Tam hiç bir çıkış yolu yokken ise Kral Fare ona yeniden “özgürlüğü” getiriyor ve babasının katilinin kim olduğunu bildiğini söylüyor. Devamı ise, Soul’un hayatının bilindik Londra’dan, Londra’nın bilinmeyenlerine doğru aldığı yol ve sürükleyici bir anlatımla satırlara yansıyan Kral Fare’de.

Davul ve Bas’ın arasına sinsice sızmaya çalışan flütün sesi, yaklaştıkça hem siz, hem karakterler geriliyor.

Detaylı anlatımlarla özellikle hareketli sahneleri neredeyse bir film izliyormuş gibi sunuyor Mieville. Birbirinden gerçeküstü karakterlerin yer aldığı hikayede, yadırgamayacağınız bakışlarla izliyorsunuz olan biteni. Zira anlatım bu kurguya çok yakışacak kadar gözler önüne seriyor olan biteni. Siz de gözlerinizin önünde olan biten değişime, arayışa ve savaşa tanık oluyorsunuz kitap boyunca.

Hiç yorum yok: