12 Kasım 2012 Pazartesi

Sinema Müdavimi (Walker Percy)

“Hepsi her an intihar edebileceğimi düşünüyorlar. Ne acayip. Gerçek bunun tam tersi elbette: İntihar beni hayatta tutan yegane şeydir. Ne zaman her şey düş kırıklığı yaratsa, tek yapmam gereken intiharı düşünmek ve iki saniye içinde bir ahmak gibi neşeli oluveriyorum” Askerden döndükten sonra kendi işinin başına geçen Binx düzen ve sükunet içindeki hayatında, otuzuncu yaşına girmeye hazırlanırken bir arayışa girer; o ana kadar çalışmak, para, para kazanmak ve sekreteri olan kızlarla gezip eğlenmek ve sinemaya giderek başkalarının hayatlarının yansıdığı beyaz perdeyi izlemek Binx’in hayatını oluşturmaktadır. Ancak arayış onun yolunu değiştirmeye başlar; aile yaşamı, halasının üvey kızı olan Kate’in içinde bulunduğu ruhsal durum Binx’in hayatını başka bir yöne sürükleyecektir. Bu yolda ise asıl olan artık sekreter kızlarla çıktığı araba gezintilerinin ötesinde bir hayatı sunacaktır.
Walker Percy’nin Amerika’da varoluşsal bir roman olarak çığır açtığı Sinema Müdavimi, okurken kaşlarınızı çatmanıza, hatta yeri gelecek okuma hızınızın düşmesine sebep olacak. Düşüncelerin derinleşmeye başladığı hemen her satırda tekrar tekrar okumak isteyeceğiniz satırlar karşısında eliniz kolunuz bağlı kalacaksınız. Zira Binx’in hayatıyla paralellik kurmaya başladığınız her anda, sizi de kendi arayışınız içine çekebilecek, günlük rutininiz içinde kendinizi sorgulatmaya, ve eğer şanssızsanız gördükleriniz yüzünden moralinizin bozulmasına sebep olacaktır. Sinema Müdavimi’ni okurken mutsuzluğu ve umutsuzluğu sürekli ensenizde bir azrail gibi beklerken hissedebilmek mümkün. İlk satırda olduğu gibi, son verirken de kitaptan bir alıntıyla sizi gölgelerin arasına atayım; “Bir anda altı ya da sekiz kapsül yuttum. Bunun beni öldürmeyeceğini biliyordum. Tanrım ölmek istemiyordum – o anda değil. Tek istediğim – sabit noktadan tüymek ya da ayrılmaktı.” İşte bu yüzden Sinema Müdavimi’ni okurken eliniz çokça sigaraya ya da sert bir içkiye gidebilir.

Hiç yorum yok: