15 Kasım 2014 Cumartesi

Therese Anne Fowler "Zelda Fitzgerald'ın Romanı"

F. SCOTT FITZGERALD'IN KARISINDAN DAHA FAZLASI

Çoğu okur için F. Scott Fitzgerald adı, yakın zamanda sinema perdelerinden de insanlarla buluşturulan "Muhteşem Gatsby" adı ile özdeleşmiş olabilir. Sabaha kadar süren, alkol ve sigaranın saatleri yuttuğu partiler, şık giyinmiş kadınlar, yazarın tabiriyle "caz çağını" yansıtan bir çok insanın yer aldığı bir dünyayı genellikle eserlerine yansıtan yazarın hayatına dair bir şeyler okumak istiyorsanız Therese Anne Fowler ile tanışın. Ancak Fowler'ın kaleme aldığı bu romanda ne başkarakterimiz ne de anlatıcımız Amerikalı ünlü yazar F. Scott Fitzgerald: Roman, Z: Zelda Fitzgerald'ın Romanı, adından da anlaşılacağı üzere bir dönem Amerika'nın "altın çifti"nden, F. Scott Fitzgerald'ın eşi Zelda hakkında.

1920'lere yaklaşırken, Zelda Sayre'ın on sekizinci yaşına yirmi altı gün kalmışken, F. Scott Fitzgerald ile tanıştığı günlerde başlıyor roman. Dünyanın bir yanında savaş tüm vahşetiyle sürerken, Amerika'da, Alabama'da adeta yalıtılmış bir dünya içinde, basından elde edilen bilgilerin de aslında gündelik hayatlarında pek bir şey değiştirmediği zenginlerin hayatında partiler, eğlenceler savaşın olmadığı bir dünyada devam ediyormuşçasına renkli ve hareketli geçmektedir. Dönemin toplumsal yapısı içinde kadına yüklenen, kadından beklenen hareketlere uygun olarak genç kadınların çoğu uygun bir eş bulabilmekten başka, bir aile olmak ve eşlerine çocuk doğurup hizmet etmekten başka bir amaçları yokmuşçasına yaşamakta, bu partilerde tanıştıkları insanlardan "belki de bir eş" bulmaya çalışmaktadır.

Scott ve Zelda'nın genç yaşta ortak bir gelecek kurmaya karar vermesinin ardından hikayenin asıl kısmı başlar; Scott bir yazar olmak için çabalayacak, yazacak ve Zelda ile New York'ta her gün farklı bir çılgınlığın/skandalın kendilerince yaratıldığı ya da bunların parçası oldukları, alkolün ve partilerin okuyucu bile yoracak denli sık "tüketildiği" bir dünyaya adım atacaklardır. Bir yazarın eşi olmak, şık giyinip süslenmek ve partilerde eşine eşlik etmek dışında uzun süre başka bir vasfının görülmediği Zelda ise zamanla bu durumdan rahatsız olmaya başlar: Düzensiz, Amerika ve Avrupa kıtası arasında sıklıkla mekik dokuyarak geçirdikleri ve Scott'ın yazabilmeye odaklanması amacıyla yapılan tüm bu mekan değişikliklerine rağmen her seferinde alkol ve çığırından çıkmış bir sosyal hayatın parçası olması, sonunda Zelda'nın da isyan bayrağı açmasına sebep olacaktır. Resim, dans ve amatörce de olsa bir şeyler yazma ile ilgilenen Zelda kendisini var edebilmeye çalışırken, Scott ile arasında bir rekabet durumunun da sinsice yaratılmış olmasının acısını da yine kendisini çekecektir.

SORUNLAR, SONU GETİRİR

Sürekli dağılmaya müsait ve gittikçe bir araya getirilmesi zorlaşan bağların her bir sayfada daha da yıprandığı, bir yazarın dönemin "en iyi" ve "en büyük" yazarı olma çabası içinde aslında nasıl kendisini imha ettiğini Zelda'nın gözünden işleyen romanda, bir çiftin mutluluktan mutsuzluğun dipsiz karanlığına yuvarlanışı da okuru romana olan dikkatini dağıtmayacak denli akıcı işlenmiş.


Gerçek hikayelerinden yola çıkarak yazılmış olsa da yazar Fowler'ın da belirttiği üzere karşımıza çıkan aslında bir kurgu roman. Sadık kalınmaya çalışılan bir tarihsel akış, kişiler ve olaylar olsa da, örneğin kitapta yer alan mektuplar aslında Fowler'ın yazdığı, karakterlerin gerçek hayatta kaleme aldıklarına en yakın bir anlatım sağlamayı amaçladığı metinler. Fitzgerald'ların 1920'lerde en parlak çağını yaşayan hikayelerine, bir kadının ve kocasının "yaratamama" sorunları arasında kendi varlığını ispata çalışırken bir yandan da yıkıma giden bir kadının gözünden tanık olmak isteyenler için ilgi çekici bir kitap olabilir. 

Hiç yorum yok: